Birikim: Artık “Geniş Bir Coğrafyaya“ Hitap Etmeli

Birikim dokuz yıl aradan sonra 1989 Mayıs’ında yayın hayatına başladığında Can Yücel ‘Uçuk’ ve ‘Abartı da’ olsa çok güzel ifade etmişti, şu ‘mısralarda’ birikimin işlevini “... Arkadaşlarımızın Arapça’dan Acem’ceye Swhili dilinden Çince’ye kadar her dili ve kültürü öğreneceklerdir. Başka çaresi yoktur.. her bir saatte dünyadaki kuş ve turnaların nereden gelip nereye gittiklerini bileceklerdir...” Birikim böyle bir dergi olacaktır.

Yüzüncü sayıda yayın hayatına ‘Dalya’ diyecek olan Birikim dokuz yıl yayın hayatından kopmasına rağmen 22 yıllık saygın yayın sürecinde nasıl bir ‘imaj’ bırakabildi? Türkiye gündemindeki felsefi-teorik ve siyasal-politik gelişmeler doğrultusunda perspektif sunmak ve bu çalışmaları bir platform oluşturabilmek işlevini kendisine ‘ilke’ edinmişti, yani neler hedeflendi neler başarıldı artı ve eksileriyle 22 yılı değerlendirip yeni ufuklara yelken açmalıdır.

Birikim’in 22 yıllık yayın sürecini değerlendirirken:

Yetmişli yılların ortasında yayın hayatına başlayan Birikim sosyalist kulvarda o dönemin şartları içinde ne gibi bir boşluğu doldurdu, hangi koşulları yaşayarak bugünlere geldi.

• Türkiye’de daha yeni yeni emekleme döneminden geçen ‘sol’ tarihsel kültürel ve politik bir altyapı oluşturamadan yakalandığı ‘ideolojik’ kargaşa (ÇKP-SBKP) örneğinde de olduğu gibi kısır tartışmaları ve daha sonraki dönemlerde geçireceği ideolojik Travma vakaları ‘solu’ ideolojik ve fiilî çöküşünün sınırlarına getirecekti; Birikim böylesi bir dönemde kısır tartışmaların taraftarı olmadı, fakat sosyalizmin ‘tezlerine’ ‘sahiplenme’ anlayışından hareketle de artık sosyalizmin ‘Makro’ sorunlarının tartışıldığı bir arena oldu. Asıl işlevini yerine getiremeyen hazır reçetelerin tüketildiği bir süreç yaşadı.

• 1989 dönemi: Birikim’in zaman zaman sosyalizmin ‘teorik’ sorunları tartışma gibi bir ‘kompleksini’ hep korumasına rağmen yine de ayakların yere basıldığı bir dönem oldu: geç kalınmakla beraber bu süreçte tarih, kültür, siyaset-politika ve ideoloji vb. temel sorunlar araştırma, inceleme, eleştiri konusu olmaya başladı. İlk kez derinliği olan bir perspektif sağlanmaya çalışıldı.

ÖZETLE

Birikim bütün bu olumlu süreçten sonra nasıl bir yayın politikası izlemeli veya Türkiye ‘sınırları’ içinde kendi kozasında yaşayan bir Birikim mi olmalı, yoksa kozasından çıkmış artık geniş bir coğrafyaya hitap edebilen gerektiğinde İngilizce, Arapça, Farsça yayımlanabilen bir Birikim mi olmalıdır?

Evet; artık Türkiye ‘sınırlarını’ aşıp bulunduğu coğrafyaya (Ortadoğu’dan Avrupa’ya) hitap edebilen yayın politikası oluşturulmalıdır ve bu coğrafya’nın farklı entellektüel-düşünce merkezlerine şimdiye kadar Türkiye’de sunmaya çalıştığı perspektifi ‘globalize’ etmelidir. Bu yeni değerlendirme sürecinde buna tartışabilmeliyiz