Haftalık
Polat S. Alpman
18 Nisan 2024 Perşembe
Bu yazıya vesile olan şey, AK Parti’nin TBMM’deki Grup Toplantısı’nda konuşan Erdoğan’ın “bu hareketin kökleri çok derinde ve ufku çok geniş bir hareket olduğunu kavrayamamışlar. Beyler, bayanlar, şunu herkes görsün ve bilsin. Biz bitti demeden hiçbir şey bitmez, bitmeyecektir” demiş olması. “Biz” diye işaret ettiği, muhayyel ya da farazi bir tip değil, bizatihi kendisi olsa gerek ki, buna da hakkı var. Kelimenin gerçek anlamıyla Erdoğan “bitti” demeden hiçbir şeyin sona ermeyeceği bir ülke Türkiye.
Tanıl Bora
17 Nisan 2024 Çarşamba
Uğur Vardan, Reha Erdem’in Neandria’sını yorumlarken, sinemadaki “imam karakterleri galerisi”nden söz etti geçende. Onur Ünlü’nün İtirazım Var’ında Serkan Keskin’in, Tolga Karaçelik’in Kelebekler’inde Hakan Karsak’ın, Nuri Bilge Ceylan’ın Ahlat Ağacı’nda Akın Aksu ve Öner Erkan’ın hayat verdiği imam karakterlerine, Neandria’da Ahmet Rıfat Şungar’ın canlandırdığı imam eklenmişti.
Erdoğan Özmen
10 Nisan 2024 Çarşamba
Psikanaliz, tüm bu sürecin, büyüme denen çok boyutlu ve karmaşık olaylar bütününün, büyüme/olgunlaşma evrelerinin/eşiklerinin, saplanma, gerileme ve ilerleme noktalarının, özdeşim, ayrılık ve kayıpların, eksiklik ve hüsranların -esas itibariyle dil-öncesi- bebeğin/çocuğun zaviyesinden, bebeğin/çocuğun bakışı ve iç dünyası/fantazileri açısından anlama/kavrama çabasıdır. Psikanalizin yarattığı, icat ettiği, oluşturduğu tüm teorik kavram ve inşalar bu çabanın ürünüdür.
Cuma Çiçek
8 Nisan 2024 Pazartesi
AK Parti ile diyalog zemininin kurulamaması ve bunu takip edecek bir kayyım uygulaması İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya gibi şehirlerde CHP’nin yapabileceklerinin de sınırlarını çizecek, var olan sınırları daha da daraltacaktır. Bu noktada DEM Parti “Büyük Kürt Barışı"nı CHP ve AK Parti arasında bir siyasi rekabet unsuru haline getirebildiği ölçüde Türkiye’deki değişim dalgasına katkı sunabilir, bu dalganın bir parçası olabilir. Bu, DEM Parti için büyük bir meydan okuma, ama Türkiye için büyük bir değişim potansiyeli demek.
Murat Belge
8 Nisan 2024 Pazartesi
Tarihin bu sayfalarını doğru okumamız, onun için iyi çalışmamız gerekiyor. Ben Türkiye halkının seçimlerde gösterdiği davranışın oldukça makul olduğunu düşünenlerdenim. 1950 bence doğru bir “ilk adım”dır. Bunu izleyen “darbeler tarihi” boyunca seçmenin darbe hakkında gösterdiği tavır da olumludur. Bence ölçüyü şaşırtan olay 12 Eylül darbesi oldu. Askeri darbenin “İşte doğru hedefiniz” diyerek gösterdiği Turgut Sunalp cephesine karşı Özal’ı seçen seçmen bence gene doğru davranıyordu. Ama bundan sonra bir “savrukluk” dönemine girdik.
Işıl Kurnaz
7 Nisan 2024 Pazar
Bir Düşüşün Anatomisi, filmdeki ölümün bir cinayet mi, yoksa cinayet süsü verilmiş bir intikam intiharı mı olduğunu çözmeye çalışıyor. Ama bu görüntünün altından kadınlar, erkekler, çocuklar kadar toplumsallığın yaraları sızıyor. Hakikat yarasının nereye gizleneceğini soruyor. Bu yüzden de aslında hacminden büyük yer kaplayan, söylediklerinden çok sızdırdıklarıyla konuşan bir bütün var karşınızda. Bir yazar olan Sandra, kocası Samuel’in bir taraçadan düşerek ölmesi üzerine onunla yaşadığı toksik ilişki, kendi sertliği, ölmeden hemen önceki şiddetli kavgaları, kocasını birkaç kez bir başka kadınla aldatmış olması ve romanlarında kendinden izler taşıyan otobiyografik göndermelere dayanılarak, kocasını öldürme şüphesiyle yargılanmaya başlar.
Aksu Bora
6 Nisan 2024 Cumartesi
Frieda Afary’nin Sosyalist Feminizm/Yeni Bir Yaklaşım isimli kitabı, benim gibi bir şüpheciyi bile etiketlerin büsbütün işe yaramaz şeyler olmayabileceğine ikna ediyor. “Onlarla ne yaptığınıza bağlı bu” diyor. Etiketleri kendinize iliştirmek yerine birer analiz aracı olarak kullanabildiğinizde, pekala “çalışır” hale gelebiliyorlar! Kitap, 21. yüzyılın nasıl bir zaman, nasıl bir iklim olduğunu hatırlatarak başlıyor: Otoriter kapitalizm altında yaşamak kimin için ne anlama gelir?
Kenan Erçel
5 Nisan 2024 Cuma
Toplumda bu denli kötülük ve şiddet varken kolluk kuvvetlerinin, hapishanelerin asayiş açısından kaçınılmaz olduğu; suçun, onunla başetmeye yönelik kurumları gerekli kıldığı çok yaygın bir kanıdır. Sol fikriyat bu ezberi bozmaya, suç ile güvenlik aygıtları arasındaki tek yönlü nedensellik varsayımını sorgulatmaya çalışagelmistir. Zira güvenlik kurumları kendi bekaları için gereken suçu ve suçluyu üretmeye muktedirdirler. Hatta bu tespiti en uç noktasına götürürsek, suçlular olduğu için hapishaneler değil, hapishaneler olduğu için suçlular vardır denilebilir.
Ahmet İnsel
13 Mart 2024 Çarşamba
Birikim’in Şubat-Mart 2024 sayısı (sayı 418-419) yerel yönetimler konusunun ele alındığı yazılardan oluşan bir derleme kitap niteliğinde. Türkiye’de yerel yönetimlerin yönetim sorunlarını, yerel siyasetin niteliğini,  merkez ve yerel ilişkisinin dönüşümünü ve işleyişini klinik vaka titizliğiyle inceleyen yazı ve söyleşiler, 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerin arka planına çiğ bir ışık tutuyorlar. Bu yazı ve söyleşilerin bir kısmı siyasallaşma ve siyasetsizleşmenin birbirini besleyen ve tamamlayan niteliklerine işaret ediyor.
Güncel
İsrail-Filistin: İki Devlet mi, Tek Devlet mi?
17 Nisan 2024 Çarşamba
Oslo Anlaşmaları'nın temelinde yatan siyasi umut, ABD’nin hâkimiyeti altındaki küresel ekonomi içerisinde yeşermiş, Amerikan ordusunun güvencesi altında sermaye akışının ve yatırımların gerçekleştiği bir Filistin ekonomisi ve onu taçlandıran bir Filistin devleti tahayyülüne dayanıyordu. Bu aynı zamanda Batı tahakkümünün söz konusu olduğu bir evreydi; Ortadoğu coğrafyasında ABD’nin müttefiki olan İsrail ve hem NATO üyesi hem de AB üyeliği için sıraya giren Türkiye gibi ülkeler Batı ittifakında sağlam bir konumda yer alıyordu.
2024 Yerel Seçimleri: Zengin Bir Menü
9 Nisan 2024 Salı
Denge arayanlarla yoksullaşanların koalisyonu. 2024 yerel seçimlerini doğru analiz edebilmek ve bu olguyu gösterebilmek için, iki farklı görselin yardımına ihtiyacımız var. Bunlardan birisi 2017 referandumu verileri, diğeri tüketici güven endeksi. Aşağıda sırasıyla 2017 referandumu ve 2024 yerel seçim sonuçlarını gösteren haritalar yer alıyor. İki harita arasındaki benzerlik dikkat çekicidir.
Seçimin Faturaları ve Yeni Rotalar
8 Nisan 2024 Pazartesi
Nasıl oldu sorusunun yanıtı çok karmaşık sayılmaz. AK Partili seçmen birikmiş rahatsızlıklara dayanarak vicdani ret hakkını kullandı. Yozlaşma, adaletsizlikler, ekonomik sorunlar, kayırmacılıklar, israf ve benzeri yıpratıcı faktörler harekete geçti. Peki tüm bunlar 2023’te de varken neden o zaman değil de şimdi devreye alındı? Dört ana neden sıralayacağım.
"Kaddim Yây Oldu"
8 Nisan 2024 Pazartesi
Elbette her ilin dinamiği kendi içerisinde özel ve biriciktir, ancak büyük resme baktığımızda kuru gürültünün ve boş hamasetin artık insanların karın gurultusunu bastırmaya yetmediğini görüyoruz. Seçmen, iktidar blokunun adayı karşısında en kuvvetli aday olarak kimi görmüşse onu tercih etmiş gibi duruyor. Bunun yanında belediyecilikte mega proje devrinin bir süreliğine kapandığını söylemek doğru olabilir.
Cumhuriyetçi Bir Diriliş mi Yaşıyoruz?
5 Nisan 2024 Cuma
Bir yandan nüfusun çoğunluğu için sürdürülemez bir ekonomik durumun devam etmesi, diğer yandan da iktidar bloğunun politikalarının bir iyileşme getireceğine dair umudun kaybolması, AKP’nin hegemonik gücünün daha da azalmasında önemli bir rol oynamıştır. Ki bu seçimlerde seçilecek olan, zaten -Erdoğan ne kadar sahaya inse de- AKP idi. Aynı zamanda CHP’nin İstanbul ve Ankara’daki başarılı performansının meşruiyetinin ülkenin geri kalanına daha güçlü bir şekilde yayılmasını sağladı. Bu nedenle iktidar bloku seçmenlerinin CHP’ye oy vermesi artık 2023 Mayıs’a nazaran daha kolaydı.
Mart Kapıdan Baktırır...
4 Nisan 2024 Perşembe
2024’ün kaybedeni AKP’nin oyu yaklaşık 3,5 milyon azaldı. Bu dönemde seçmen sayısı %7,5 artarken, AKP’nin oyunun %20 düşmesi kaybın ne kadar büyük olduğunu ve bunun sadece YRP’den kaynaklanmadığını gösteriyor. En çok oy kaybına uğrayan ikinci parti İP: İP’in oyu (il belediye başkanlığında) %50’yi geçiyor. MHP ve SP’nin durumu da benzer. İlçe belediye başkanı seçimlerinde kısmen oyunu artırmasına karşın TKP ile TİP de beklentilerin çok altında kaldılar.
Zafer Partisi Ümit Özdağ’a Rağmen Neden Yükselecek?
28 Mart 2024 Perşembe
Özdağ’ın, istihbaratın, güvenliğin ve devlet aparatının bu kadar içinden gelen bir siyasetçi olarak bu konulardaki akademik bilgisini, tecrübesini ve sahaya olan hakimiyetini bir üstünlük olarak sunmasına rağmen onun bu geçmişi ve duruşu tam anlamıyla anti-statükocu ve “devletin çıkarları ile kesişmeyen alanlarda” kuvvetli bir siyaset yapmasını da engelliyor. Hükümetin dış politikadaki zaaflarını göç politikasındaki zaafları kadar sert bir dille eleştirmiyor.
Sürgünler, Memleketinde Sürgün Olanlar ve Para ile İmtihanları
25 Mart 2024 Pazartesi
İspanyol yazar Juan Goytisolo, Yeryüzünde Bir Sürgün adlı kitabında İspanyol halkının para ile imtihanını farklı veçheleriyle anlatır. Goytisolo, Endülüslü iki çiftlik sahibinin sözlerini aktarır. İlki: “İspanyollar ne denli yoksullarsa, o denli eli açık insanlar olurlar.” Diğeri ise: “Ne zaman harika bir adama rastgelsem herhalde yoksuldur diye düşünürüm.”
İsrail-Filistin: Smotrich’in Filistinlilere Boyun Eğdirme Planı
22 Mart 2024 Cuma
2016'ya geri dönelim. Smotrich, Ravit Hecht'e şunları söylemişti: "Gitmeyenler Yahudi devletinin yönetimini kabul edecekler, bu durumda kalabilirler. Kabul etmeyenlere gelince, onlarla savaşıp yok edeceğiz." O dönemde Knesset'in genç üyesi Batı Şeria'ya odaklanmış ve buranın ilhakını, yerleşim yerlerinin genişletilmesini ve yerleşimcilerin sayısının arttırılmasını boyun eğdirme sürecinin ana silahı olarak sunmuştu. Bugün, yenilgi ve boyun eğdirme tüm bölgeler için geçerli paroladır.
Rembrandt’ın Kemikleri Sızlar mı? Yapay Zekâda Telif Hakkı
21 Mart 2024 Perşembe
IPA’nın ve Türkiye Yayıncılar Birliği’nin talepleri ve kaygıları haklı olmakla birlikte, halihazır duruma bakıldığında eserlerin makine öğrenmesinde veri olarak kullanımının ve bu verilerin çoğaltılması ya da işlenmesinin yasadaki şartlara esasında hiç de uymadığı ortadadır. Bu durumda da makine öğrenmesinde eserlerin veri olarak kullanılmasının gerçekten yasaya aykırılık teşkil edip etmediği kesinlikle düşünülmesi gereken bir husustur.