Yeşil Gol: Endüstriyel Futbol Küresel Isınmaya Karşı

Hindistan’ın güneydoğusundaki Tamil Nadu eyaletinde yaşayanlar 9 Haziran tarihinde başlayacak FIFA Dünya Kupası finallerinden haberdarlar mı bilinmez ama bu eyaletten yaklaşık 700 aile yeni evlerine ve enerji kaynaklarına bu turnuva sayesinde kavuşacak. Almanya’daki finallerin Hindistan’daki köylülerle bağlantısını sağlayan ise Kyoto Sözleşmesi ile doğan yaptırımlar.

Endüstriyel futbolun küresel ısınmayla ilişkisi yaklaşık 3.2 milyon seyircinin, 15 bin gazeteci ve 12 bin gönüllü ordusuyla birlikte 64 kupa maçını izlemek için aynı dönem içerisinde ulaşım talebini arttırmasından ve bu durumun 100 bin tonluk ek sera gazı salınımına yol açacak olmasından bahsedildiğinde anlaşılabilir. Kitlesel spor etkinliklerinin genelde göz ardı edilen çevresel etkileri, Almanya'da düzenlenecek olan bu finallerde en aza indirgenmeye çalışılırken turnuva süresince sadece sera gazı salınımındaki artışların dengelenmesi değil; aynı zamanda su, atık ve enerji konularındaki önemli çevresel sorunların çözümüne katkıda bulunulması da hedefleniyor.

Bu amaçla kurulan Yeşil Gol (Green Goal) çevre inisyatifi, Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın kupa organizasyon komitesi ile 2005 Eylül ayında yaptığı anlaşmayla birlikte turnuvanın bu tarihe kadar yapılmış en çevre dostu etkinlik olabilmesi için gerekli önlemlerin alınmasını destekliyor. İnisyatifin web sitesine göre, bu hedefe ulaşabilmek için atıkların gerek stadyum içinde ve gerek dışında daha verimli şekilde yeniden değerlendirilerek daha az üretilmesi ve ortaya çıkacak atıkların en hızlı şekilde yok edilmesi; enerji verimliliğinin, stadyumların aydınlatılmasından tutun, havalandırılması ve ısıtılmasına kadar gerekli tüm kaynakların yenilenebilir enerji kullanımıyla sağlanması; temiz suyun gereksiz tüketimini en aza indirgemek için gerekli önlemlerin alınması ve artacak trafik yoğunluğunun metro ve yerel trenlerle minimize edilmesi gibi tedbirlerin alınması gerekiyor [1]. Özellikle maç bilet ücretlerinin sadece maçlara girişleri değil gün boyu yapılacak tüm tren ve metro hatlarının da kullanımını sağlayacak olması ulaşım açısından en önemli konu. Böylelikle de seyircilerin özel arabalarından uzak tutulması hedefleniyor.

Pek tabii ki tüm bunların yapılması durumunda bile sera gazı salınımlarındaki artış engellenemeyecek. Bu yüzden de Yeşil Gol'ün hedeflerinden birisi de Kyoto Sözleşmesi’nin Temiz Kalkınma Mekanizması dahilinde Güney Afrika’da ve özellikle Hindistan'ın Tamil Nadu bölgesinde tsunamiden zarar görmüş köylülere yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanacakları bir yeniden yapılanma projesinde yardım ederek salınım değerlerini dengelemek. Bu amaçla organizasyon komitesi, toplam 1.3 milyon euroyu bu projede kullanılmak üzere ayırmış durumda. Tamil Nadu’daki projeyi yürüten Alman Futbol Federasyonu, bölgede modern bir biyogaz üretim tesisi kurmak için 500 bin euro katkıda bulunurken, bu sayede yaklaşık 30 bin tonluk bir salınımı engellenmeyi planlıyor. Proje kapsamında gerçekleştirilmesi hedeflenenler arasında yerel halk için yeni evlerin inşa edilmesi ya da varolan evlerin güvenli bir şekilde biyogaz kullanabilir hale getirilmesi de bulunuyor. Biyogazın elde edilme yöntemi ise tezek. Tezeğin tesislerde biyogaza dönüştürüldükten sonra borularla evlere dağıtılması planlanıyor. Böylelikle yerel halkın yemek pişirmek için yakınlardaki ormandan yararlanmasının da engelleneceğine inanılıyor. Çünkü köylüler hâlâ odun ve önemli oranda gazyağını yemek pişirmek için kullanıyorlar. Bu yöntem ise ciddi sağlık sorunlarının yanı sıra çevreye karbondioksit yaydığı için zararlı. Keza, Hindistan’da açık alanda yemek pişirmekten kaynaklı solunum enfeksiyonlarından ölen kadınların sayısı sıtmadan ölen kadın sayısını geçmiş durumda.

Gerek Hindistan gerekse Güney Afrika Cumhuriyeti’ndekin'deki projeler temiz kalkınma mekanizması sayesinde mümkün hale gelmiş olsalar da bu tarz projelerin yerel halklar için dikensiz bir gül bahçesi olacağını düşünmek doğru değil. Özellikle bu mekanizmanın uygulama aşamalarında önemli sorunlar olduğu da göz önünde bulundurulmalı.

Genel anlamda temiz kalkınma mekanizması gelişmiş ülkelerin Kyoto Sözleşmesi’yle birlikte aldıkları yükümlülükleri yerine getirebilmeleri amacıyla gelişmekte olan ülkelerdeki sürdürülebilir kalkınma temalı projelere finansal destek olmalarını sağlayan piyasa merkezli bir yaptırım olarak tanımlanabilir. Ancak, bu mekanizmayla gelişmiş ülkelerin veya bu ülkelerdeki şirketlerin sera gazı salınımlarını azaltmak için doğrudan yaptıkları özel bir eylem yok. Bu mekanizma sayesinde gelişmiş ülkeler atmosfere gönderilen salınımlarına devam edebilmekte, fakat bunun karşılığında ise gelişmekte olan ülkelerde sürdürülebilir olacağı veya kapasite artırım sağlayacağı iddia edilen projelere maddi destek sağlamaktadırlar. Dünya Bankasına göre, Kyoto mekanizmalarıyla ilişkilendirilen projeler bu mekanizma sayesinde gelişmekte olan ülkelerde yeni iş sahaları yaratacak ve ekonomik gelişme olanağı sağlayacaklardır [2]. Ama uygulama aşamasında salınım ticaretinden dolayı yaratılan karbon pazarı gelişmekte olan ülkeler için yeni sömürü aracı haline gelmiştir. Temiz kalkınma mekanizması projelerini denetleyen bir kuruluş olan CDM Watch'a göre, genelde bu tarz projeler gelişmiş ülkelere bir çeşit "kirletme lisansı" sağlayarak atmosfere daha fazla karbondioksit gönderilmesine katkıda bulunmakta, Kyoto Sözleşmesini manipüle ederek yararlarının sıfırlanmasına neden olmaktadır [3]. Gerçekten de karbondioksitin Dortmund'da veya Yeni Delhi'de salınmasının küresel iklim üzerindeki etkisi aynıdır [4] ama açıkçası zengin gelişmiş ülkelerin ellerini taşın altına koyarak gerçekçi adımlar atmak yerine sadece ve sadece küresel ısınma sorununun ertelenmesine veya başka yönlere evirilmesine yol açmalarından başka bir getirisi olmuyor bu düşüncenin.

Sonuçta pek çok proje en az yatırımla ve teknoloji transferi gereksinimiyle en çok kârın (karbondioksit salınımıyla gelecek yeni salınım haklarının) elde edilmesi üzerine kurulu. Bir yandan talep patlaması nedeniyle havaalanlarına yeni peronlar, peronların yetmediği durumlarda ise yeni havaalanları açarak küresel ısınmaya katkıda bulunmak, diğer yandan ise gelişen ülkelere “alın size para, ekoloji dostu projelerde olması kaydıyla istediğiniz şekilde kullanın” mantığının iklim dengesinin sağlanmasına ne kadar yararı olacağını sorma hakkını vermez mi bize?

Projelerin uygulanma aşamasındaki olumsuzlukların yanı sıra, gelişmiş ülkelerin yaptıkları projelerle engellediklerini iddia ettikleri salınımları olduğundan daha fazla göstererek kendi salınımlarına kılıf aradıkları da iddia ediliyor [5]. Örneğin Tamil Nadu’daki 700 ailelik bir bölgenin nasıl olup da yaklaşık 3 milyon insanın katıldığı bir etkinliğin sadece o dönemki karbondioksit salınımındaki artışının (toplam salınımın değil) üçte biri oranında karbondioksit salınımını dengelediği pek anlaşılır değildir.

Futbol seyircisinin çevrenin korunması konusuna ilgisinin çekilmesi ve Dünya Kupasından elde edilecek gelirin bir kısmının ekolojik projelerde kullanılmasının sağlanması oldukça iyi niyetli bir adım. Hatta, temiz kalkınma mekanizması hakkında söylenenlerin doğal olarak Hindistan’daki projeyle doğrudan bir ilişkisinin olup olmadığı da tartışılabilir. Ancak, şirket mantığıyla yönetilen FİFA’nın, projeye katkıda bulunan diğer sponsorların, örneğin Coca Cola’nın, Deutsche Telekom AG’nin, EnBW’nin elde ettikleri kârların bir kısmını çevre projelerine destek vererek artık çevreci olmanın bir halkla ilişkiler mevzusu olduğuna idrak etmeleri vicdanları ne kadar rahatlatacaktır, işte orası muğlak. Zira, bu tarz çevre projelerinin şirketlerin veya hükümetlerin prestij olsun diye göstermelik katılımlarından öte daha gerçekçi ve uygulama aşamalarında da denetiminin sağlandığı bir sürece girmesi halinde olumlu sonuç alınması mümkün olabilir. Böylelikle çevre koruma kavramının içi boş bir laftan ibaret hale gelmesinin önüne geçilebilir.

[1]Green Goal web sitesi, http://greengoal.fifaworldcup.yahoo.net/en/home/?flash=1

[2]Prototype Carbon Fund, http://carbonfinance.org/pcf/router.cfm?Page=About

[3]“The World Bank and the Carbon Market”, Nisan 2005, http://www.cdmwatch.org

[4]“The World Bank and the Carbon Market”, Nisan 2005, http://www.cdmwatch.org

[5]Green Goal web sitesi, http://greengoal.fifaworldcup.yahoo.net/en/home/?flash=1