İktidar Üzerine: ABD'li Bir Ordu Emeklisi ve Asker Babasından Kongre'ye Açık Mektup

(Kongre’nin istisnaî savaş karşıtı üyeleri mektubumun muhatabı değildir.)

Her zaman emin olabileceğimiz bir şey varsa, o da cesetleri çiğneyerek ilerleyen politikacıların kamuoyu yoklaması gibi şekilsiz ve soyut bir şey karşısında ödlerinin kopacağıdır. Savaş muhariplerinin ve asker ailelerinin savaş karşıtı hareketinde yer alan çoğumuz şu gerçekçilik denen şeyi iyi biliriz; resmî yetkililere, şapkamız elimizde, biraz ilgi ve destek kırıntısı dilenmek için ihtimamla yaklaşmamız gerektiğini dayatan gerçekçiliği.

İktidar denen şeyden iyi anlarız.

Siz Kongre’dekiler, her biriniz kariyerleriniz için mücadele edersiniz ve üstümüzdeki gücünüzü mesafe koyarak ve üçkağıtçılıkla sürdürürsünüz, o gücü de bizim “endişelerimize” kulak verir gibi yaparak tahkim etmeye çalışırsınız. Ama bu sefer bizim için “endişelerden” daha fazlası söz konusu.

İktidarı anlıyoruz, o yüzden siz kariyerlerinizi 2006 ara seçimlerinden öteye ilerletesiniz diye kendimizi kullandırmaya hiç niyetimiz yok. Hemen ABD’nin Irak’tan çekilmesini talep etmezseniz, savaşı destekliyorsunuz demektir; ve savaşı destekliyorsanız, bize kalırsa, 2006’da cehenneme kadar yolunuz var.

İktidardan anladığımız için, savaş ateşi Cumhuriyetçilerin yalanlarıyla beslenmekteyken Demokratların çoğunun yabancı-düşmanı suç ortaklığının ve medya tekellerinin kapıkulu misali itaatinin de savaşı desteklediği gerçeğini bağışlamayacağız ve unutmayacağız. Pek çoğunuz kanunsuz olduğunu bildiğiniz bir işgale oy vermekle kalmadınız, savaşı idame ettiren harcamalara imza atmayı da sürdürdünüz.

Size savaş hakkında yalan söylenmesini istediniz, çünkü kamuoyu yoklamaları savaşı destekliyordu ve siz de politik rüzgârın estiği yönü koklamaktaydınız.

İktidardan anladığımız için, çoğunuzun sevdiğiniz tek kişinin bile savaştan bir bacağını, bir gözünü, hayatını kaybederek dönmeyeceğinden tamamen emin olarak, ödlek fırsatçılar olmanız ve politik ihtiraslarınızdan endişe etmeniz sebebiyle işbirlikçi olduğunu biliyoruz.

İktidardan anladığımız için, sizlerin başkalarının hayatı söz konusuyken ne kadar umarsız ve düşüncesiz olduğunuzu, kendinizi nasıl bencilce pazarladığınızı biliyoruz.

İktidardan anladığımız için, şimdi neden bir çoğunuzun savaş desteği konusunda geri adım attığını da anlıyoruz. Savaşı “eleştirmek” için manevra yapıyorsunuz. Hükümetten “etkili bir çıkış stratejisi” sunmasını “talep ediyorsunuz”. Ancak onca kamera size çevrilmişken daha tek kelime ipe sapa gelir bir lakırdı etmediniz. Dahası bizim de bu oyuna katılmamızı istiyorsunuz, ki tek bir sahici muhalif konum almadan Cumhuriyetçileri alt edebilesiniz. Siz bu savaşı durdurmak istemiyorsunuz. Sizin istediğiniz, seçim kazanmak. Siz o seçimi kazanana kadar 1000 ABD askeri ve 20,000 Iraklı daha ölebilir. Biz geçen zamanı sizin gibi hesaplamıyoruz.

İktidardan anladığımız için, aramızda daha az ayrıcalıklı olanlar sevdiklerini ölmeye ve öldürmeye yollarken çoğunuzun seyirci kalacağını biliyoruz. Gücün kullanılmasıyla üretilen gerçek cesetler size politik bir hesaptan daha fazla bir şey ifade etmiyor.

İktidarı anlıyoruz biz, çünkü arkasında gerçekten neyin durduğunu biliyoruz. İktidar protesto gösterilerimizde kullandığınız atlı polislerde vücut buluyor. İktidar demir kapılı sitelerinizi bekleyen silahlı nöbetçiler ile ifade ediliyor. İktidar, 5000 dolarlık giysilere takım elbiselere büründürseniz, talk-showlarda, C-SPAN’de, CNN’deki röportajlarda vitrine çıkarsanız bile, öldürme ve sakatlama ve bundan paçayı sıyırma kudretinden ibaret.

İktidar öteki halklara Cruise füzelerinizi, A-10’larınızı, Bradley zırhlılarınızı ve askere aldığınız insanları kullanarak yansıtılıyor. Ve bu iktidarın bedeli sadece bizim ceplerimizden ödenmiyor. Arpalık yaptığınız savunma sözleşmeleri için bizi soyuyorsunuz diye sizinle dövüşmezdik belki. Ama şimdi bizi ayağa kaldıran bedel – bunu gerçekten anlamanız lazım, çünkü asla geri çekilmeyeceğimiz anlamına geliyor – insan bedenleriyle ödeniyor.

Bu diyet havan toplarıyla, el yapımı patlayıcılarla, tahrip gücü yüksek cephaneyle, bombalarla, aynı A-10’lar ve Bradley’lerle, sevdiklerimizin ve Irak halkının sevdiklerinin bedenlerinden koparıp alınıyor.

İşte bu yüzden bizi yönlendirmek, zaptetmek, çevrelemek ya da savaştan çektiğimiz ıztırabı kendi politik kariyerlerinize veya partinizin ihtiyaçlarına pazarlamak için size lazım olan iktidarı vermeyeceğiz size. İşte bu yüzden, daha etkin bir “çıkış stratejisi” çağrısı yaparak ve Irak’tan aylar veya yıllar alacak bir geri çekilme planının hazırlanmasını talep ederek Bush hükümetini topa tutmanızı – sanki tüm bunları sizin işbirliğinizle yapmamışlar gibi – boş ve manipülatif buluyoruz. Biz geri çekilme hakkında bir çalışma yapılmasını, geri çekilmenin safhalaştırılmasını, ertelenmesini, geri çekilmeye koşullar konulmasını veya kısmî bir geri çekilmeyi asla desteklemeyeceğiz. Asla.

Bizim talebimiz başından beri aynıdır: Hemen, tek taraflı, koşulsuz geri çekilme. Eğer neticesinde birilerinin politik kariyerleri duman olacaksa, ne gam, umurumuzda bile değil. Bu savaşın doğrudan bir sonucu olarak Irak’ta her gün insanlar ölüyor. O boktan hukuk bürolarınıza geri dönün ve bırakın çocuklarımız yaşasın.

Kademeli, safhalı, planlı, stratejili, koşullu, gecikmeli, kısmî geri çekilmeler uygulanırken –uygulanırlarsa tabii– insanların evlerinin önünde yakınlarının vefatını bildirmeye gelen askerî araçlar parketmeye, Irak mezarlıklarında yeni açılan çukurlara cesetler gömülmeye devam edecek.

Kademeli, safhalı, planlı, stratejili, koşullu, gecikmeli, kısmî geri çekilmeler uygulanırken –uygulanırlarsa tabii– Irak’ın toprağında, suyunda, gıdasında, Iraklılar’ın ve işgalcilerin vücutlarında bir sürü zehrin birikmesi sürecek.

Kademeli, safhalı, planlı, stratejili, koşullu, gecikmeli, kısmî geri çekilmeler uygulanırken –uygulanırlarsa tabii– hastaneler sakat bırakılmış, yaralanmış, kör edilmiş, uzuvlarını kaybetmiş insanlarla dolacak.

Kademeli, safhalı, planlı, stratejili, koşullu, gecikmeli, kısmî geri çekilmeler uygulanırken –uygulanırlarsa tabii– bu yasadışı savaşın acısı ve dehşeti giderek daha çok insanın, işgalci askerlerin ve Iraklılar’ın gündelik duygusal yükü haline gelecek.

Tek bir yurttaş bile kapısını her an bir ölüm haberinin çalacağının iç kemirici korkusuyla yaşıyorsa, hiç bir Kongre üyesinin pek kıymetli kariyeri hakkında mızmızlanmaya hakkı yoktur. “Kral çıplak” diyoruz; gözünüz ihtiraslarınıza kitlenmişken savaş hakkında “endişe duyuyor” gibi yaptığınızı biliyoruz.

Irak’tan çıkış bir strateji değildir. Bir emirdir.

Başkumandan o emri vermeyecekse o zaman Kongre’deki sizler – eğer vicdanı az çok andıran bir şeyinizi hâlâ muhafaza etmeyi istiyorsanız – bu hükümete bu savaşı sürdürmek için tek bir kuruş daha vermeyi reddetmelisiniz. Politik “gerçekçilik” hakkında kıvırtıyorken sizi işitmiyoruz bile. Bu savaş için onayladığınız her kuruş ile tekrar tekrar çiğneyerek geçtiğiniz ölüler yığını kadar gerçek bir şey olamaz. Bir de asker ailelerine gerçekçilik dersi vermeye kalkmayın. Ve şüpheniz olmasın: İktidar ne demek, biliyoruz.

Savaş aleyhine dönen kamuoyu yoklamaları karşısında kariyerci endişelerinize cevap arayabileceğinizi düşünebilirsiniz. Bir şeyler yapıyormuş gibi görünebileceğinizi, bizi ufak bir lokma ekmeğin açlığa yeğ olduğuna inandırabileceğinizi sanabilirsiniz.

Bizim “Hemen Şimdi Çıkalım!” çağrımızı Kongre’de tekrar eden azınlığa: Sizi kutluyor ve ilkeli davrandığınız için size teşekkür ediyoruz.

Bu mücrim hükümeti açıkça destekleyenlere: Sizinle sokakta görüşeceğiz. İsimleriniz tarihin emperyal kabadayılık, maçoluk ve zihnî vasatlık sayfalarına yazılacak.

Yarım yamalak çözümler, safhalar, stratejiler önerenlere: Doğrudan yolumuzu tıkıyorsunuz. Önümüzden çekilin, yoksa etrafınızdan dolanmaya niyetimiz yok.

Size gericilerden daha “iyi” olduğunuz içi övgüler düzmeyeceğiz.

Uzattığınız yarım somun ekmek için size teşekkür etmeyeceğiz.

Değişen kamuoyu yoklamalarına göre dön-baba-dönelim oynamak ve kariyerlerinizi kurtarmak için ihtiyacınız olan politik kalkanı vermeyeceğiz size.

Sizden hoşlanmıyoruz. Belirsiz duruşunuzu aşağılık buluyoruz.

Siz emperyal iktidarın karmaşık dairelerinde gerçekçilik, kademeler ve stratejiler hakkında gevezelik yaparken bu savaşın gerçek sonuçlarıyla yüzleşen insanları seviyoruz biz.

Gözümüz üstünüzdedir. Öfkemizi ve irademizi yolundan saptıramayacaksınız. Önümüzü tıkıyorsunuz. Bizimle insan hayatları üzerinden sokak satıcısı gibi pazarlık yaptığınız her seferinde, işlenen bu suça olan öfkemizden kariyerci sözde çözümlerinizle istifade etmeye kalktığınız her seferinde sizden hesap soracağız. Sizi utandıracağız. Ödlekliğinizi, fırsatçılığınızı, o berbat, kinik ikiyüzlülüğünüzü meydana çıkaracağız.

Kasım 2006 bizim için oyların değil, ölülerin sayılacağı bir gün. Seçim üzerinden bizi yok sayacağınızı sanıyorsanız, tekrar düşünün.

Doğru olanı yapın, çünkü biz asla geri adım atmadık. Amerikan halkı kitle halinde bize yaklaşıyor, size değil. Giderek daha çok bizi, daha az sizi dinliyorlar. Biz hayat kurtarmakla ilgileniyoruz, paçamızı kurtarmakla değil. Bu yüzden doğru olanı yapın ve elinizi çabuk tutun. Gözümüz Kongre binanızın üzerinde, gerekirse onu başınıza yıkacağız.

İktidardan iyi anlarız biz.

[Goff, ABD Ordusu Özel Kuvvetler Birliği’nden emekli eski bir kıdemli başçavuş. 2001’den beri asker ailelerini ABD’nin Irak işgaline karşı örgütlüyor. Kendi oğlu da Irak’ta askerî bir görevde. Aralık ayında Seks ve Savaş başlıklı üçüncü savaş karşıtı kitabı çıkıyor.

Bu yazı kendi sitesinde 1 Aralık 2005’te yayımlandı: http://stangoff.com/?p=222]