“İşçi Sınıfının Siyasette Söz Söyleyebilmesinin ve İlk Etapta Burjuva Demokrasisinin Yeniden Tesisinin Ön Koşulu Faburjuvaziye Dönük Bir Siyasi Hücumun Gelişmesidir”
21 Mayıs 2023 Pazar
Küçük burjuvaziye göre kendi sorunu ülkenin sorunudur. Küçük burjuvazinin sorunu yoksa ülkenin de sorunu yoktur. Bu körlük nedeniyle küçük burjuvazi kendi ürettiği içeriksiz ve tepedenci yoksulluk söylemlerine inanmaya başladı ve bu söylemlerin işçi sınıfını muhalif partileri desteklemeye teşvik edeceği hülyasına kapıldı. İşçi sınıfına bir sınıf olarak seslenmedi, işçi sınıfını siyaseten mobilize edilmesi gereken bir “kitle” olarak gördü.
İkinci Tur: Yine, Yeniden Atiba Gibi
19 Mayıs 2023 Cuma
Çankaya gibi bölgelerde muhalefete destek veren gönüllülerin ne kadar bolken Çubuk’ta ne kadar yalnız ve ne yazık ki çaresiz kaldıklarını anlatıyorlar. Oysa biliyoruz ki seçim ne sadece Çankaya’da ne de sadece Çubuk’ta kazanılıyor. Muhalefetin en güçlü olduğu yerler de, neredeyse var olmadığı yerler de son derece önemli. Kaybedilecek bir oya bile tahammülümüz yok!
Umudu Tazelemek… Bu Bahar ve Her Bahar
17 Mayıs 2023 Çarşamba
Seçim öncesi süreçten ve seçim sonuçlarından çıkarılacak öncelikli sonuç şu: Tek adam karşıtı blok ve tek adam rejiminin vizyonundaki ülke tahayyülünden rahatsız olan insanlar bu ülkede var! Eskiden bu gruptaki insanlar için "hiç de az değil" denirdi ama artık "bir hayli çok" diyecek noktadayız. Yaşayarak, sosyalleşerek, üreterek, konuşarak, birleşerek, tartışarak var olmaya, büyümeye, dönüştürmeye devam etmek…
Hukuk Devleti ya da Diktatörlük?
12 Mayıs 2023 Cuma
Kurum, kurul ve kurallarıyla anayasal bir yönetim, uğruna sürekli mücadele edilen bir idealdir. 2017 yılında geçilen Türk tipi başkanlık sistemi işte bu idealden kopuşu simgeler. Parlamentonun yanı sıra her aşamada kurul şeklinde karar verme usulünün değersizleştiği, kurumların etkisizleştiği, kuralların öngörülebilirliğini yitirdiği, kısacası cumhurbaşkanının şahsında temerküz eden bir siyasi düzensizlik hali içinde yaşıyoruz artık. 14 Mayıs seçimleri bu açıdan kritik bir dönemeç olacak.
Bütün Mümkünlerin Kıyısında
11 Mayıs 2023 Perşembe
Cehennemin kapıları AKP’nin iktidara geldiği herhangi bir tarihte açılmadı, daha eskisi bir yana, 2. Meşrutiyet’in bir darbe ile askıya alınması ve Cumhuriyet’in bütün tarihinin bir talan ve olağanüstü hal rejimi haline getirilmesinin yüz yılı aşan bir tarihi var. Dolayısıyla, 14 Mayıs’ta Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliğindeki Millet İttifakı kazandığında cehennemin kapıları kapanmış olmayacak, cehennemin kapılarının kapatılmasının imkânları ortaya çıkmış olacak ve o hep söylediğimiz gibi “bu daha başlangıç” olacak.
Kılıçdaroğlu Prodi’yi Aşabilecek mi?
11 Mayıs 2023 Perşembe
Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu sadece içinde bulunduğu ittifakın değil, Sosyalist Güç Birliği İttifakı ile Emek ve Özgürlük İttifakı’nın da desteğini sağlamış durumda. Zımnen değil, alanda alenen Cumhur ve Ata ittifakı dışındaki ittifaklar Kılıçdaroğlu’na oy istiyorlar. Belki sol ve sosyalist bir çatıyı inşa edip bir Prodi olamadı ama Kemal Bey tarihsel ve politik olarak Prodi’nin çok daha ilerisinde bir birleştiriciliği başardı, büyük bir sinerji yarattı.
Evrim Karşıtlığı ya da Jonglör Sendromu
8 Mayıs 2023 Pazartesi
Gülsaşan’ın iddiasının aksine, evrim karşıtlığının ABD’de Protestan muhafazakârlığından doğan tek kaynaklı, Türkiye’de ise farklı ve çeşitli felsefi ve teolojik duruşlara dayandığını görmüyoruz. Osmanlı’dan beri evrim karşıtlarının tek çıkış noktası, evrimin, yaratılış anlatısıyla çelişiyor olmasıdır. Özellikle Adem’in “maymundan” geldiğini iddia etmek, evrimi küfür olarak kabul etmek için yeterlidir. Evrim tartışmasının kilit noktası da burasıdır zaten. Canlılar değişerek başka türlere dönüşür mü, yoksa (özellikle insan) müstakil olarak ve mükemmel şekilde, aşkın ve sonsuz kudret sahibi bir varlık tarafından mı yaratılmıştır?
Uzlaşmayan Estetik
7 Mayıs 2023 Pazar
Sanat anlaşmamalıdır, çünkü burjuvanın elindeki yüzlerce silaha karşılık, estetiğin “doğru seçim yapmak koşuluyla” yokluğa, açlığa, sefalete karşı bir savaşma gücü ve yeteneği vardır. Ancak çoğu kez bu görevini yapmaktansa, kendi çıkarlarıyla meşgul yeni bir sınıf yaratma ihaneti içine de girebilir sanat. Çünkü gelişimini tamamlamamış, dogmalarla, inanç sistemleriyle, teknolojinin reklam şaşaasına kapılmış bir toplumun değişme ve düzeltme gibi bir eyleme katılımı güçtür.
Aileye Karşı Hepimiz: Dizilerimizde Aile Kavramının Sorunsallaşması Eğilimi Üzerine
4 Mayıs 2023 Perşembe
Aileden ayrışmak bir büyüme hikâyesidir, evet. Büyümek ise farkındalık olmadan gerçekleşebilecek bir şey değildir. Bu noktada dizilerde psikolojik narasyonun pıtrak gibi çoğalmasını da anlamlı buluyorum. Bu, ruhsal sağlığa yönelik sosyal temsillerin gitgide sekülerleşip bilimselleştiğinin bir göstergesi olarak da yorumlanabilir. Psikoloji bilimi ve psikiyatrik/terapötik müdahale artık kanıksanmış, halka inmiş, gündelik hayatımızın bir normali haline gelmiş hiç kuşkusuz.
Muhalefet İktidara Gelirse Türkiye Ekonomisi Kısa Vadede Nereye Gider?
2 Mayıs 2023 Salı
Bir ekonominin büyüme için yabancı sermaye girişlerine bu denli bağımlı hale gelmiş olması ciddi bir yapısal sorundur ve bunu kısa vadede çözmek maalesef mümkün değildir. Kısa vadede öncelikle yapılması gereken AKP iktidarının 2016’dan ve özellikle de 2021 sonbaharından itibaren altüst etmeye başladığı makroiktisadi ve finansal göstergeleri düzeltmeye başlamaktır. Yerel seçimlere kalan on bir aylık kısa vadede (büyümeyi aksatmadan ve işsizliği yükseltmeden) enflasyonu dizginlemek ancak şansımız yaver giderse mümkün olabilir.
Oğuzhan Uğur ve Yeni/Kültürel Irkçılığın Açmazları
28 Nisan 2023 Cuma
Oğuzhan Uğur’un kültür üzerine söyledikleri, özellikle Türkiye gibi tarihsel ve coğrafi olarak bakıldığında oldukça fazla etnik yahut dinsel grupların yaşadığı çokkültürlü bir ülkede, tekil bir kültür anlayışı üzerine kurulsa da esasında tekil bir kültürün imkânsızlığını da gözler önüne seriyor. Dolayısıyla bir ülke, etnik grup veya ırk için bahsedebileceğimiz tekil bir kültür tanımlaması boşa düşmüş oluyor.
Katliam, Hıyânet, Mübâlağâ, Kahramanlık… İdrîs-i Bidlîsî Tartışmaları ve HÜDA PAR
27 Nisan 2023 Perşembe
Doğrudur, Bidlîsî kaleme aldığı eserlerinde Kızılbaşlara yönelik çok olumsuz bir dil kullanır. Ama hiçbir yerde ne kendinin ne de Kürtlerin “40 bin Kızılbaş’ın öldürülmesinde dahlinin olduğunu” belirtir! O halde nasıl olur da böyle bir yanılsama ya da algı oluşturuldu? Bizce bunun cevabı için özellikle de 1990’larla beraber demokratik taleplerini yükselten Kürt ve Alevilerin yakınlaşmasının yarattığı endişeye bakılabilir.
Sessiz Devrim Yeniden
26 Nisan 2023 Çarşamba
Kapital, belirli bir kesimin elinde toplandı, toplum fakirleşti, insanlar emeklerine yabancılaştı, ırkçılık, yabancı düşmanlığı arttı, endüstriyel patoloji, Türkiye’yi kanserleştirdi. Gelişmiş endüstriyel toplulukların sessiz devrimlerinin sonucu, daha fazla toplumsal eşitsizlik, daha fazla toplumsal ötekileştirme, daha fazla sınıf çatışması olmuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve diğerleri, sessiz devrim meselesini seçim öncesi yeniden sahiplenmeden evvel, belki bu minvalde yeniden düşünmeli... Zira olan bitenin, toplumsal çöküşün sorumluluğunu üzerine almış, kabullenmiş oluyorlar.
Yeni Bir Ortak “Vatandaşlık” Tanımı Arama
24 Nisan 2023 Pazartesi
Türkiye’de Cumhuriyet’in kurucu partisi CHP’nin yeni liderinin kendini, tarihi triumviranın ortak noktası olan tez-antitez sarmalının dışına atabilmesi, pragmatik olarak yavaş yavaş gelişti ve bu onu, bir zamanlar övündüğü, “politik karşıtının zıddı olma” esaretinden kopararak, Maraş depreminin katastrofik tahribatından sonra daha net, zıtlaşmaların dışında tanımlayabildiği bağımsız aklı ve yargıları olan, değişim planları ve vaatleri daha netleşmiş bir politik lider konumuna çıkardı.
"Hikâye" Anlatmak: Erdoğan ve İnce
21 Nisan 2023 Cuma
Yarattığı mağduriyet algısı, “Ben” Hikâyesi’nin ana teması haline gelmiştir. Açıklamaları 2018 yılında kendisine umutla bağlanmış, seçim gecesinde terk edilmiş hissine kapılmış ve sabahlara kadar sandık başından ayrılmamış gençler tarafından, sorumluluk almadığı için karşılık bulamamış olsa da, ilk defa oy verecek gençler tarafından anlayışla kabul görmüştür. AKP hükümeti dışında hiçbir hükümet görmemiş, hayal bile kurmaya çekinen bu gençliğin kini hükümete değil, ona karşı muhalefet yapamadığına inandıkları ana muhalefet partisine yöneltilmiştir ve İnce onlar için bir alternatif olmuştur.
Deprem Felaketinin İçinden Notlar (IV): Yardıma Erişim Hakkı ve Hak Temelli Yardım
20 Nisan 2023 Perşembe
Türkiye modern sosyal politika geçmişi 1980’den çok da gerilere gitmeyen bir ülkede, sosyal yardımlar bir hak olmak bir yana, taraftarlarını tutmanın ve taraftar kazanmanın bir aracına dönüşmüş durumda. Bu alanda yapılan çalışmalar, yazılan kitaplar, özellikle son on yılda, sosyal yardımların neoliberal programın tamamlayıcısı olduğunu ve hızla siyasallaşıp, devlet hayırseverliği adı altında dinselleştiğini gösteriyor; zaten sahadaki mevcut pratik de bunun böyle olduğunu gösteriyor.
YÖK Nasıl Kaldırılmalı?
19 Nisan 2023 Çarşamba
Üniversite öğrencilerine, sendika üyeliği de yasaklanır. Okullarda örgütlenemeyen gençler, kahvehanelerin yolunu tutmaya başlarlar. 1984 yılında, zamanının Milli Eğitim Bakanı Dinçerler, dalga geçercesine gençliğin büyük kısmının gittiği kahvehaneleri yeniden düzenleyip buralara okuma salonu yapılacağını belirtir. Sabancı, Koç gibi özel üniversitelerin kurulma çalışmaları başlar.
Demokratik ve Çevreci Bir Toplumsal Hareket
17 Nisan 2023 Pazartesi
Şunu kabul etmemiz lazım: işçiler isterse tembel olsun, problem bu değil. Mevzu bahis olan işin kendisi değil, egemen sınıfa kâr bırakacak ücretli emektir, zorla ve sömürülerek çalışmaktır. Talep edilen şey zaten daha az çalışmak değil, daha az sömürülmek. Demografinin değişiyor olması sınıf mücadelesini ortadan kaldıramaz. Ne emekliler ne de şu an istihdam edilenler daha az çalışmak istiyor, seçeneklerini özgürce belirleyebilmek, özgürce çalışmak istiyorlar.
“Saatleri Ayarlama Enstitüsü”: Bir Mesafenin Romanı
16 Nisan 2023 Pazar
Eskiyi temsil eden, elenmesi gerektiği düşünülen götürü insanlarla doludur Saatleri Ayarlama Enstitüsü. Yenilik yapma imkân ve gücüne sahip Halit Ayarcı gibi kişilerin, aklı devreden çıkarıp bir kurumun akraba ve tanıdıklarla nasıl hızlıca kurulup ve bir süre sonra onun paldır küldür yıkılışının acıklı, trajikomik hikâyesidir. Bir zihniyet göstergesi olarak tanıdıklarla değil, sadece ve sadece tanıdıklarla bir iş yapmanın tanıdık hikâyesidir.
Sağ ve Hayvan Hakları
15 Nisan 2023 Cumartesi
Sağ zihniyet dünyası doğası gereği, eşitlik mücadelelerine karşı bir tepki içerir. Solu nasıl eşitlikçi fikirleri üzerinden tarif edersek, sağ için bu eşitlik karşıtlığıdır. Bu kâh kadınların eşitlik mücadelesinde erkek egemenliğini savunarak, kâh göçmenlere karşı üstünlük iddialarıyla, kah eşit kimlik taleplerine yönelik milliyetçi söylemlerle karşımıza çıkar. İnsanın hayvanlardan üstün olduğu iddiasıyla onlar üzerinde egemenliğini sürdürmesinin “doğal”laştırılması da referansları dinî ya da modern düşüncelere dayansın sağın “fıtrat”ında var.
İktidar Semantiğine Teslim Olmak: Siyasetin Enkaz Altında Kalması
13 Nisan 2023 Perşembe
Siyaset yapmamak, bir tür erdemlilik hali olarak pazarlanır. Siyaset yapan bozguncudur, farklı ajandalara sahiptir, farklı çıkar gruplarına hizmet ediyordur, hiç olmasa “vatan haini”dir. Halbuki siyaset yapmanın kaçınılmazlığı, bilhassa zulmün ortaya çıktığı yerde zaruret halini alır. Hatta amiyane bir şekilde ifade etmek gerekirse, siyaset yapmanın vakti, siyaset yapmamanın telkin edilmesinden anlaşılır.
Siyasal Sessiz Ayrılma
10 Nisan 2023 Pazartesi
Üniversitelerden atılan akademisyenleri “bağışlayan” cumhurbaşkanı, akademisyenlerin kendilerini affedip etmemeleri ile ilgilenmiyor elbette, keza “mağduriyetleri unutturmaya” çalışacak olan YÖK de, akademisyenlerin bu mağduriyeti unutmayı tercih edip etmeyecekleri ile ilgilenmiyor, ona emredileni yapıp geri çekilme telaşında; süreç, çoğulluğun değil, çoğunluğun bağışlama, söz verme tercihleri ile ilerliyor. YÖK, müzakereci demokrasinin hiçbir yerinde; kanunun/cumhurbaşkanının kararları doğrultusunda eyleme geçip kendi sessizliğini ve sözsüzlüğünü, kamusal olana sirayet ettirmeye çalışıyor âdeta.
Görelim Bakalım Damak Zevkimiz Değişmiş mi?
8 Nisan 2023 Cumartesi
Erdoğan’ın Emine Hanım’a cevabını da ihmal etmek olmaz. Emine Hanım “Araba benim,” derken, Erdoğan “Arabanın kimin olduğu önemli değil, direksiyonda kim var o önemli,” diyor. Bize de yirmi bir yılın özetini bu cümleyle hatırlatmış olsa gerek. Demokrasisi oturmamış, hukuk sistemi siyasallaşmaya müsait, sınıfsal eşitsizliğin giderek derinleştiği bir ülkede, bütün bunlar yeniden tutarlı, herkese eşit olarak uygulanan bir norm haline gelene kadar, yani bugün geldiğimiz noktada direksiyonda kimin olduğu önemliymiş meğer.
Seçime Giderken İttifak Politikaları: Bir Kez Daha Anket Fetişizmi Üzerine
7 Nisan 2023 Cuma
Özellikle yeni tasarımı sayesinde Cumhur İttifakı’na %42 ile %45 arası bir oy aldığında çoğunluğu sağlama imkânı tanıyan seçim yasası nedeniyle, bu kayıpların kritik eşiğin geçilmesine neden olması da ihtimal dahilindedir. Muhalefet kanadında bu tür bir nedenle Cumhur İttifakı’na güç bahşeden ittifak(lar)ın toplumsal muhalefetle bağlarının zayıflaması kaçınılmazdır. Eğer Emek ve Özgürlük İttifakı bu sorunun bir parçası olursa, sorunun kaynağından bağımsız olarak solun, demokrasi mücadelesinin elde ettiği önemli mevzileri kaybederek bir meşruiyet sorununa kadar sürüklenmesi söz konusudur.