Cindy Sheehan ve ABD'de Savaş Karşıtı Hareket

[Çevirenin notu: Stan Goff ABD ordusu Özel Kuvvetler birliğinden kıdemli başçavuş rütbesiyle emekli olmuş, 1994 Haiti işgali gibi operasyonlarda görev almış, emekliliğinden sonra kariyerine devrimci sosyalist bir çizgide savaş-karşıtı hareket içinde devam etmekte olan biri. Askerlik tecrübesi ve ABD ordusu çarkının nasıl döndüğü üzerine iki kitabı var. 2001’den beri vicdani retçi askerleri, muhalif Irak gazilerini ve ailelerini örgütlüyor. 20 Ağustos 2005 tarihli bu yazısını web günlüğü stangoff.com’dan çevirdim. Yazı boyunca köşeli parantezler içindeki açıklamalar bana ait. – Emrah Göker]

Birbiriyle ilişkili olduğunu düşündüğüm üç şey var, ancak bu ilişkileri derinlemesine inceleme sözü vermeyeyim – sadece bazı bağlantılara dikkat çekmek ve ortak bilgi dağarcığımızı geliştirmeye çalışmak istiyorum:

(1) UFPJ ve ANSWER’ın 24 Eylül’de ortak eylem örgütleme kararı alması. [Sırasıyla, “Barış ve Adalet İçin Birlik” ve “Savaşı ve Irkçılığı Durdurmak İçin Hemen Eyleme Geç” koalisyonları. UFPJ Doğu Sahili’nde daha yaygın, sosyal-demokratik çizgisi ağır basan bir platform, ANSWER’ın radikal sol çizgisi baskın ve Batı Sahili’nde daha örgütlü.]

(2) Cindy Sheehan’ın Crawford, Teksas’taki eyleminde Moveon.org’un rolü. [Demokrat Parti’li liberallerin bu örgütü UFPJ’in daha sağında bir yerde duruyor Bush karşıtlığında. John Kerry adaylığına yoğun destek vermişlerdi.]

(3) Tom Hayden’ın önerdiği Irak’tan “çıkış stratejisi.” [1968 döneminin savaş-karşıtı öğrenci hareketinin önemli liderlerinden, DP eski senatörü, partinin sosyal-demokratik kanadının önde gelen ismi Hayden, 16 Ağustos’ta Los Angeles Times’ta “Irak’tan Şimdi Çıkmak İçin bir Strateji” başlıklı bir makale yayınladı.]

Geçtiğimiz iki yılda katıldığım her savaş-karşıtı toplantıda karşıma düşünceli, hassas, mâkul bir edâyla “karşı tarafa el uzatmamız”, Amerikan toplumuna yerleşen kutuplaşmayı durdurmaya çalışmamız gerektiğini savunan biri çıktı. Hep en diplomatik tavrımı takınmaya çalışarak cevap verdim böylelerine, zira bu zırvalığı işittiğim her seferinde söylemek istediğim şeyi istediğim üslupta söyleseydim, zorbanın teki sanılabilirdim. Bu “mâkul” tavrı benimseyenlerin çoğu kendilerine karşı çıkanların kolayca zorba gibi görünmesini sağlayan yetenekli pasif-agresif kişiler.

Şimdi izin verin lafı çevirmeden deyivereyim: Kutuplaşmadan yanayım ben. Derin, geniş cepheli, kıyasıya kutuplaşmadan. Sosyal ayaklanma böyle olur ve ayaklanma bugün tam da ihtiyacımız olan şeydir.

Ancak 24 Eylül’de planlanan savaş-karşıtı eylemi salakça bölen türden bir kutuplaşmaya ihtiyacımız yok hiç. Solun bir çember olup kendi kendini infâz mangası oluşturduğu bu tarz bir kutuplaşmanın sonucu kutuplardan birinin yok edilmesi olacaktır. Bir tanesi hayli geniş, idârî olarak hantal, bazı liderleri ölene kadar DP’nin paçasında asılı kalacak olan [UFPJ], diğeri ancak hiziplerle ve tepeden inmecilikle yönetilen bir örgüt kadar atik olan, liderleri şube açabilmek umuduyla her ortamda topyekün devrim programları önermekten kendilerini alamayan [ANSWER] bu iki grubun hatalarını uzun uzadıya tartışmayacağım. Buyrun, yine de dayanamayıp ikisine de hakettikleri lafı giydirdim. Yeter. Geniş örgüt iyidir. Dinamik örgüt iyidir. Oportünizm, hangi kılığa girerse girsin, kötüdür.

24 Eylül’de örgütlenmekte olan eylem muazzam bir öneme sahip, “öncü” grupların ikisinden de önemli. Grupların baltalarını gömme kararı almaları, hareketin ihtiyaçlarını fetişleştirilmiş örgütlerin ihtiyaçlarının önüne koyan pek çok azimli solcunun itirazlarının işe yaradığını gösteriyor. Birleşik bir sol lazım bize; tek gerçek peygamber olduklarını iddia edenler de, sosyal-demokratik çoğunlukçular da lazım değil. Bunu beceremezsek kutuplaşma kitlesel olarak örgütlenmiş, iyi finanse edilmiş (ve eklemeliyim ki, iyi silahlanmış) bir sağ ile parçalanmış, kardeş kavgasına batmış bir sol arasında olacak.

Hoş değil.

Enerji Savaşı’nın süregiden dejenerasyonu, ardarda yapılan “ilerleme” beyânatları hakkında kamuoyunun büyüyen hayal kırıklığı ve Crawford’daki Cindy Sheehan dramının tetiklemesi propaganda makinesine çomak sokmuş durumda. Daha önemlisi, savaşla ilgili “radikal” pozisyon, tek taraflı ve hemen geri çekilme talebi, meşrulaştırılmış oldu. Bu, lobicilikle, siyasa çekişmeleriyle, hatta “barışçıl, legal” gösteriyle de becerilmedi. Sivil itaâtsizlikle başarıldı.

Cindy’nin protestosu sivil itaâtsizlikti! Oraya gitme dediler, gitti. Defol dediler, defolmadı. Vergilerini ödemeyi de reddetti.

Bu tarz bir eylem halkın tahayyülüne dahil olduğunda düzen için her zaman şöyle bir tehdit oluşur: İnsanlar politikayı toplumsal iktidarı seçim-yasama makinesinden koparıp alacak bir mücadele olarak anlayıp uyanmaya başlarlar.

DP’nin üstü pek zayıfça örtülmüş cephe örgütü olan, ilk kez katil Bill Clinton’ı savunmak için ortaya çıkmış Moveon.org, oportünizm ve para toplama fırsatları yanında, Crawford’a “Cindy’i desteklemek” için para ve medya uzmanları yağdırmakta. Kontrol etmeye çalışıyorlar çünkü Cindy’nin kilitli sandıktan çıkarttığı mesajlardan Demokratik Liderlik Konseyi’nin [DP merkezine 1985’ten beri hâkim olan neoliberal kampanya örgütü] burjuva şarlatanlarından daha çok ödü kopan başka bir grup yoktur. Takdir etmek gerekir ki Cindy iyi idâre ediyor, kimsenin iplerini kabul etmeden gelen kaynakları merkezdeki slogan etrafında kullanıyor – Askerlerimizi Hemen Evlerine Yollayın. Onu tanıyanlarımız Cindy’nin “sıradan bir orta-yaşlı anne” olmadığını biliyor. Profesyonel bir boksörün yüreğine sahip son derece zeki bir kadın o.

Demokratlar 2008 seçimleri için şimdiden birkaç aday beslemeye başladılar, aralarında Güneydoğu Asya’da savaşı sürdüreceğini bildiren şu melûn Hillary Rodham Clinton da var. Kocasının Irak’ta George W. Bush’un hâlâ yetişmeye çalıştığı bir soykırımı yönettiğini unutmayalım. Cumhuriyetçiler şu an beyaz-milliyetçi halk tabanları ile emniyette gözüküyorlar. Aktif ve artarak militanlaşan bir sol, yıllar boyu gidecek başka bir yerleri olmadığını düşünen sosyal grupları içine çeken, Cumhuriyetçiler’e karşı tepkilerden beslenen Demokratlar için büyük bir tehlike. Bu ikilem sahici, ama Cumhuriyetçiler’i altetmek için kendimizi şirketler ve STK’lar tarafından tasarlanan seçim politikalarına ve çoktaraflı siyasa savaşlarına hapsetmemiz gerektiği inancına dayanıyor.

İşte bu sebeple basitçe radikal seçeneği, Irak’ın terkedilmesi öneren Sheehan ve diğerleri, bu yeni keşfedilmiş seferberlik damarını kabul edilebilir bir patikaya çekmeye çalışan “ilericiler” tarafından kuşatılmış durumdalar.

Burada Tom Hayden ve Irak’tan çıkış “önerisi” giriyor işin içine. Kullandığı mantık şu: Savaş-karşıtı Kongre üyeleri planlarını sağın sahte “çıkış stratejilerine” bir alternatif sunmadan ilerletemezler. Tabii ki, Hayden’ınki de bir başka Moveon önerisi. Tektaraflı bir özelliği yok, vakit kaybetmeden geri çekilmeye dair bir talep yok. Dahası bu öneri, Iraklılar’ın atacağı adımları şart koşuyor. Plan, Cumhuriyetçilerin demokrasi götürme miti kadar ırkçı bir plan. Geri çekilmeyi müzakere etmek ve o haylaz kahverengi insanlar arasındaki “mütabakata” dadılık etmek için hâlâ daha dış aktörlere (belki CIA’ya da!) rol biçiyor. Kusura bakma Tom ama saçmalıyorsun. Kalıcı ABD üslerine ve ABD’yi kayıran sözleşmelere karşı garantiler istiyor olman Irak’ın kendi kaderini tâyin hakkını masadan kaldırdığın ve geri çekilme kararını siyasa tartışmasına havale etmeye çalıştığın gerçeğini değiştirmiyor.

Nasıl geri çekileceğimiz hakkında kısaca bir şey söyleyeyim. Bu da benim planım, ve Iraklılar’dan hiç bir talebi yok.

Ulusal Komuta Merkezi bütün ABD güçlerinin bir ay içinde Irak’tan ve iki ay içinde tüm bölgeden çekilme emrini verir. Bu süreyi geçiren bütün komutanlar hemen görevden alınırlar ve yerine atananlara daha kısa bir süre tanınır. Askerî işlerin nasıl görüldüğü hakkında bilgisi olmayan herkese bunun tamamen mâkul olduğunu garanti edebilirim, geri çekilme görevi bu şekilde tamamlanabilir.

Ama Washington, DC sokaklarına Eylül’deki eylemde umuyorum ki yüzbinlerce insan çıkaracak olan hareketimiz, bu politik kararı zorlamak için hiç bir şey yapmadı daha. Eğer Irak’ı NASIL terkedeceğimiz meselesine takılıp kalırsak halk iktidarının kullanılması olarak siyâseti ikinci plana itmiş oluruz. Bizi yavaşlatmak, bizi çevrelemek için ortaya atılmış saçmasapan bir meseledir bu.

Aynı zamanda sağcıların Cindy Sheehan’a nasıl saldırdığına da dikkat etmeliyiz. Farkında olmamız gereken bir şey, bu saldırıların şiddetinin Cindy’nin ne kadar tehdit olarak görüldüğüyle orantılı olduğu. Gerekli gördükleri zaman gericiler iktidarlarını korumak için hâkim sınıfın tüm olanaklarını kullacaklardır. Eğer gerekli olduğuna inanıyorlarsa bizi karalayacaklar, hapse atacaklar ve öldüreceklerdir. Neden pek çok insanın tarihsel olarak ispatlanabilir olan bu olguyu inatla reddettiklerini anlamıyorum. Saldırıya göğüs germenin tek yolu sağdaki “ilericilerin” STK siyâsetini ve aşırı solun sekter (ve taktik olarak enayice) maksimalizmini aşacak güçlü, militan, çoğulcu ve DEVRİMCİ bir sol inşa etmektir.

Önümüzdeki ay içindeki en önemli görevimiz – en azından benim durduğum yerden – Cindy Sheehan’ın Crawford’da yarattığı devinimi 24 Eylül’de Washington DC’de hareketin en kalabalık eylemini gerçekleştirmek için kullanmak olmalıdır. Sahte-solcu “çıkış stratejileri”, savaşın suçunu bütün hâkim sınıfa değil de sadece Cumhuriyetçiler’e atmak, veya eylemi küçük solcu tarikatlere militan toplama fırsatı olarak görmek sürecin önündeki engellerdir. Savaşı politik bir sorumluluğa dönüştürmek, ABD’nin iç sömürgeleri de dahil olmak üzere dünyanın her yerindeki emperyalizme direniş biçimlerine, bütün parlamenter mücadelelerden veya bütün dinibütün sol-maksimalist programlardan daha fazla yardımcı olacaktır.

Canavar ikna ederek altedilemez. Yaralamakla, kanatmakla mağlup edilebilir. ABD’nin Irak’tan çekilmesi, içeride veya dışarıda, bütün sahici halk hareketleri için, ABD’nin Vietnam’dan kovulmasından sonraki en büyük zafer olacaktır.