Köy Kahvaltısı
Kerem Ünüvar

Memleketimizde gezeni, tozanı her gün bir “yenilik”le tavlamanın yollarından biri uzun zamandır “köy kahvaltısı”… Bu zulme maruz kalmayanımız yoktur herhalde:

“-Evet abi, domates bizim bahçeden; yumurtalar bizim kümesten.

-İyi ama burada otuz küsur masa var, sizin kaç dönüm araziniz, kaç tavuğunuz var ki şehrin orta yerinde, her gün bu kadar insana taze taze sunuyorsunuz?

-Valla yetiştiği kadar!”

Zaten bizde adet bu ya: yetiştiği kadar; yettiği kadar; olduğu kadar; anca bu kadar! Oysa köyde hiç böyle değil çünkü zaten elindeki o kadar; fazlası yok, neyse o!

Malum büyük şehirlerimizde zincir pastahanelerin, lüks otel pastahanelerinin bile menüsünde (mönü) köy kahvaltısı var. Küçük bakır sahanlarda yumurta ve sucuk, su böreği, domates, salatalık, bal ve hele de kaymak koyunca oluyor köy kahvaltısı; kaymak elbette manda kaymağı! Kimse demiyor ki bu kadar mandayı nereden buldunuz? İstanbul’un etrafında eskiden Rum köyü olan yerleşimler iskana açılmışken, Bulgar mandacılar çoktan bırakıp gitmişken birkaç manda çiftliğinin 18 milyon insana manda kaymağı yetiştirdiğini düşünmek oldukça büyük bir saflık. Ayrıca bu manda kaymağı yeme merakı nereden geliyor? Yağdan, kolesterolden, lipidden uzak durmaya, tuzu masasından kaldırmaya ahd etmiş bir ahfadın bu merakını algılayabilmek gerçekten zor. Düşünmüyorlar, ama yapıyorlar!  

Kaymak kadar “değerli” bir diğer unsur ise simit bu menülerde, malumunuz. Bunu da kimse sormuyor, köy yerinde ne simidi diye. Olsun, var işte, masada duruyor, susam falan… köy tadı bunlar.

“Köye dönelim”ci bir hareket söz konusu değil, yani Ferdi Tayfur’un şarkısı bile öyle ehemmiyetli bir propaganda aracı olamadı. Perma kültür örnekleri de zaten bu kapsamda ele alınabilecek örnekler değil. E, o zaman bu köy kahvaltısı merakımız nedir? Bütün haftayı poğaçayla geçirip bir cumartesi ya da pazar sabahı evde hazırladığınız kahvaltıda ne yiyorsunuz ki, bir köy kahvaltısı ihtiyacınız ortaya çıkıyor? Kaç defa bir köyde kahvaltı yaptınız? Köyde sofraya ne konur nereden biliyorsunuz? Peki o halde size herhangi bir büfe ya da pastahanenin sunduğu “şey”in köy kahvaltısı olduğuna nasıl bu kadar eminsiniz? Bir işletme de çıkarıp önünüze katmerle, tulum peyniri koysa yanına da çay verse köy kahvaltımız budur dese (ki kesinlikle daha doğru bir iş yapmış olur), ne diyeceksiniz? “Ama Mado’nun köy kahvaltısı böyle değil” mi diyeceksiniz?  

Geçen gün yine böyle bir köy kahvaltısına oturmuşuz arkadaşlarla, manda kaymağı yiyoruz… Yok yok sadece kahve içiyoruz.  Yanımızdaki masada bir hanımefendi ortadan ikiye bölünmüş küçük domateslere bakıp “Mis gibi toprak kokuyor” deyiverdi. Efendim, o domatesler cherry diye adlandırılan saksı domatesleridir, balkona koyun orda bile yetişir, yıkanmadıkları için toz toprak kokuyorlar, köyle ilgisi yok diyemedim.

Menüde köy kahvaltısı 30 lira yazıyor, elbette o domatesler köy kokacak, başka ne olacaktı?