Frodo ve Türk Sağı
Kerem Ünüvar

Malumunuz geçtiğimiz 20 yıl içerisinde çekilen pek çok filmin ve dahi dizinin senaryolarına, metinlerine ve ekrandaki akışlarına bakarak felesefesi, sosyolojisi, siyasal projeksiyonlarına dair kitaplar yazılıyor; tartışma forumları, bloglar açılıyor. Bunların ciddi bir alımlayıcı kitlesi, en ince ayrıntılara kadar bilip takip edenleri var. Biz kenardan takılanlar bazen öyle boş boş bakarken küçük aydınlanma anları yaşıyoruz. Dolayısıyla aşağıdaki satırlar için bahis konusu filmin sevenlerinden peşinen özür dilerim.

Yüzüklerin Efendisi filminin ana karakterlerinden Frodo Baggins, üçleme boyunca izleyenleri çıldırtacak sersemlikler yapar. Boynunda taşıdığı yüzüğü zorlu bir yolculukla Hüküm Dağı’na götürüp ateşe atacak, kötülüğün cisimleştiği Sauron’la yüzüğün buluşmasını, yüzüğün efendisine hizmet etmesini ve efendisini diri tutmasını engelleyecek dolayısıyla herkesi kurtaracaktır. Göreve gönüllü olmuştur; Orta Dünya’nın diğer halklarından da destek almıştır, yanında ona yardım edecek arkadaşları vardır. Yüzüğün kendi bilinci olduğu için, Frodo’yu Hüküm Dağı’na yürüyüşü sırasında engellemeye, aklını-bilincini bulandırmaya başlar. Frodo da nerede kör bir kuyu, bir bataklık, düşmanların eline geçmesini kolaylaştıracak bir menfez varsa oralarda dolanır; arkadaşlarıyla kavga eder; tüm bahanesi “hafız, yüzük beni kötü yapıyor”dur. Neyse, en sonunda binbir sersemlikle Hüküm Dağı’na ulaşılır; son bir hezeyanın ardından yüzük, Gollum’la beraber lavlara gömülür. Bu arada Frodo’nun yedi ceddine rahmet okumuş, bir sinir hastası haline gelmişsinizdir. Eyvallah, yüzüğün kendi gücü vardır, etkiler vs. ama Frodo Efendi de bu işe kendisi soyunmuştur.

Geçen gün film üçlemesini yeniden seyrederken Frodo’nun boynunda taşıyıp yok etmeye söz verdiği yüzükle macerasının Türk sağının demokrasi sürecindeki rolüne ne denli benzediğini ürpererek fark ettim. Üç kahramanımız var bu noktada: Frodo (Türk sağı); yüzük (demokrasi karşıtı tüm refleksler); sınır tanımayan bir mutlak iktidar arzusu (Sauron). 

Aşağı yukarı 200 yıldır eski gücüne kavuşmak için, eski alışkanlıklarından vazgeçmek zorunda olduğunu bildiği ve bunlardan vazgeçeceğini vaat ettiği bir siyasal hat üzerinde yürüdüğünü düşünüyor ülkemiz sağı. Diğer adaylara göre bu işe daha fazla gönüllü olduğunu, en iyisini yapacağını söyleyen o; üstelik halkımız da daha yüksek düzeyde oy verip teveccühünü esirgemeyerek ona destek sunuyor. Boynundaki yüzük insan hakları ihlallerine, toplumsal düşmanlığa, mezhep kavgasına, etnik ayrımcılığa, kibre, kolaycılığa, komplo teorisine, cinsiyet şovenizmine, militarizme, gücü yetenin haklı olmasına, eşitsizliğe, sınıf nefretine ilh. binlerce melaneti kendi hükümranlığı için kullanabilecek mutlak iktidar hedefiyle buluştuğunda, kötülükleri diri tutmaya da yarayacak bir cezbeyle malûl; üstelik devleti ve siyaseti idare etmek için hep asıl sahibine –mutlak iktidara- dönmeye çalışıp, baştan çıkardığı herkese “seni mutlak iktidar yapacağım” diyen bir fiştikleyiciliği de var, yani yüzüğün de kendi gücü var. Üstelik o güç, işlerinizi kolaylaştırmak, var olan düzeni sürdürmek için çeşitli imkânlar da sağlıyor. Parmağınıza taktığınızda bir anda yok olup yaptığınız hataları yüzüğün cezbesine, gücüne, kudretine havale etme şansınızı da koruyorsunuz. Zaten yüzüğün gücü de bu; kendisini vazgeçilmez kılıyor böylelikle; her şey ve herkesten kıymetli yapıyor kendisini; herhangi birini sırf yüzük kalsın diye yok edebilir hale getiriyor.

Frodo da aynı memleketimiz sağı gibi yüzük boynunda durdukça bu nedenle bataklıktaki patikayı takip ederken bataklığa dalıp ölümle yüz yüze geliyor, yüzüğe sahip olmaya çalışanların kendisini yok etmek de dahil her şeyi yapabileceğini bilmezmiş gibi onların kapılarının önünde eşeleniyor, yüzükten kurtul diyenlere hain nazarıyla bakıyor.

200 yıldır bir yerlere yetişilmeye çalışılmasının başlıca nedeni, o yüzük boyunda kaldığı sürece yüzüğün kendi gücünden kendini korumanın zorlaşması dolayısıyla yapılmaması gerekenlerin tekrar tekrar yapılmasının engellenememesi. Nihayetinde bir yerlere yetişilecek ise o yüzükten kurtulmak, Hüküm Dağı’na atmak, yok etmek gerekiyor. Yola çıkarken de talip olunan görev buydu. Yola düşüldükten sonra “hafız, yüzük beni kötü yapıyor” demenin bir manası yok; o yüzükten kurtulunmadığı sürece kötü yapacak çünkü!