300 Farklı Dost Edinebileceğiniz Ülke: Endonezya
Ela Bilgen

“Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları veli edinmeyin. Onlar birbirlerinin velileridir. Sizden kim onları dost edinirse şüphesiz o da onlardandır. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.” [1]  Kur’an-ı Kerim’in Mâide Suresi’nin bu ayetinin, önümüzdeki Şubat’ta Endonezya’da yapılacak valilik seçimlerine etkisi büyük olacak. Zira başkent Jakarta’nın hâlihazırdaki valisi ve son döneme dek gelecek seçimlerin önde giden adayı Basuki Tjahaja Purnama hakkında, bu ayetle ilgili sözleri nedeniyle dava açıldı.

1990’ların sonlarından itibaren demokratikleşme yönünde adımlar atan Endonezya’da 2007’den bu yana başkent valisi seçimle iş başına gelmekte. Basuki 2011 seçimlerinde Jakarta vali yardımcısı olarak göreve başlamış, Vali Joko Widodo’nun devlet başkanlığına seçilmesinin ardındansa 2014’te başkentin valisi konumuna yükselmişti. 250 milyonluk nüfusuyla dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesi olan, 300’den fazla farklı etnik gruba ev sahipliği yapan ve dünyanın en yüksek Müslüman nüfusunu barındıran Endonezya’da Basuki gibi birinin bu konuma gelmesinin önemi büyüktü. Çünkü Hristiyan ve Çin kökenli bir Endonezyalı olarak Basuki ülkede iki kat dezavantajlı durumda.

“Bhinneka Tunggal Ika” ya da “farklılıkların birliği” resmi söylemine rağmen dini ve etnik azınlıklara karşı uygulanan ayrımcı politikalar yüzünden Endonezya hükümetlerinin insan hakları karnesi parlak değil. Endonezya Anayasası din ve vicdan özgürlüğünü tanımakta. Ancak Ceza Kanunu’nun kutsal değerlere hakareti suç sayması pek çok uluslararası insan hakları örgütü tarafından sıklıkla eleştiriliyor. Gerçekten de bu suça karşı beş yıla kadar hapis cezası öngören Kanun, şimdiye kadar pek çok kişinin inancı nedeniyle özgürlüğünden alıkonulmasına yol açtı. Bunun yanı sıra ülkede resmen tanınan inançlar sayılı. Bunlar arasında İslam, Budizm, Hinduizm, Konfüçyüsçülük, Protestanlık ve Katoliklik yer almakta. Bunların dışındaki inançlar dinin sapkın yorumu kabul edilerek cezalandırılabiliyor. Pek çok yerli inanışın ya da sayılan altı inancın farklı yorumlarının yanı sıra ateizm de hapisle cezalandırılan düşünceler arasında yer alıyor.

Basuki de Ceza Kanunu’nun söz konusu maddesi nedeniyle yargılanmakta. Geçtiğimiz Eylül’de, seçim kampanyasının bir parçası olarak yaptığı bir konuşma sırasında, bazı İslamcı grupların ve siyasi rakiplerinin Maide Suresi’nin 51. Ayeti’ni kullanarak seçmenleri kandırdığını söylemişti. Basuki’ye göre bu ayet, Müslümanların Müslüman olmayan biri tarafından yönetilmemesi gerektiği yönündeki iddiayı gerekçelendirmek için yanlış biçimde kullanılmaktaydı. Bu sözlerin ardından Front Pembela Islam gibi radikal grupların öncülüğünde protesto gösterileri başladı. Özellikle Kasım başından bu yana başkentte düzenlenen eylemlere binlerce kişi katılıyor. Protestocular büyük bir öfkeyle Basuki’nin tutuklanmasını talep ediyor.

Protestoların baskısıyla savcılık 16 Kasım’da Basuki hakkında kutsal değerlere hakaretten dava açıldığını duyurdu. Geçtiğimiz günlerde de duruşmalar başladı. Basuki iddiayı reddetmekte. Sözlerinin yanlış anlaşılmasına neden olduğu için de Müslümanlardan birkaç defa kamuoyu önünde özür diledi. Suçlu bulunması halinde yıllarca hapiste kalabilir. Ancak aklansa bile, şimdiye dek önde götürdüğü adaylığı ciddi biçimde darbe almış görünüyor.

Bu durum gösterilerin tetikleyicisi olarak radikal grupların yanı sıra Basuki’nin rakiplerine de şüpheyle bakılmasına neden olmakta. Nitekim 2004’te seçimle iş başına gelen ilk devlet başkanı olan ve 2014’e dek görevde kalan Yudhoyono’nun Jakarta Valiliğine aday olan oğlunu desteklemek adına Basuki karşıtı eylemleri teşvik ettiği düşünülüyor. Eski bir asker olan ve adı savaş suçlarıyla anılan Yudhoyono’nun, başkanlığı döneminde de benzer dini davalara destek verdiği bilinmekte.
Bununla birlikte Basuki’nin sözleri karşısında Müslümanların aldığı ortak bir tutumdan bahsedilemez. Basuki gibi Hrıstiyan olanların yanı sıra farklı inançlara mensup gruplar ve ülkenin önde gelen bazı Müslüman düşünürleri de Basuki’nin inanç özgürlüğünü savunuyor ve sözlerinin çarpıtıldığını dile getiriyor.

İnsan hakları savunucuları Endonezya’nın demokrasi, çoğulculuk, dini hoşgörü ve ayrımcılıkla mücadele bakımından ciddi bir sınavdan geçmekte olduğu görüşünde. Basuki’nin aklanması pek çok insan hakları ihlaline sebep olan, Ceza Kanunu’nun 1965’ten kalma bu maddesinin de gözden geçirilmesine zemin hazırlayabilir. Kötü senaryo ise radikalizmin, ırkçılık ve ayrımcılığın hızla yaygınlaştığı küresel eğilime bir ülkenin daha giderek kötüleşen oranda kurban verilmesi olacak.


[1] Kur’an-ı Kerim, Mâide Sûresi, 51. Ayet, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan meal, http://kuran.diyanet.gov.tr/ , erişim tarihi 26.12.2016.