Yükümlülüğümüz

Hrant, hümanist bir kahramanlığın anıtına yazılacak hayatı ve kişiliği ile bir aziz dostumuz, sevgili kardeşimizdi.

Aklı ve vicdanı kötürümleştiren, yabanileştiren milliyetçiliğin yerli türlerinin, yıllardır dört koldan yaptığı insafsız, bunaltıcı saldırılar karşısında insanlığını yitirmemiş herkesi sarmalayan bir gönül zenginliğiyle mütevazi bilgelikle ve dimdik durmasını bildi. Dünümüzü, günümüzü ve önümüzü karartan o milliyetçiliğin en fazla mağdur ettiği kesimlerin sözcüsü bir Ermeni olarak, o engin ve samimiyet yüklü yüreğiyle yüreğimize ve aklımıza seslendi.

Sırtlanlaşmış bir milliyetçiliğin barsak kurtları eliyle namertçe katledilmesinin nedeni, böyle bir tutum ve kişiliğin, o zihniyetin kaynağındaki kin damarını daha da kabartması mıdır; yoksa Hrant'ın onlarda bile uyandırdığı utanma duygusuna dayanamamanın tepkisi midir?

Bilemiyoruz; ama işledikleri bu cinayeti sindirip inlerinden çıktıklarında, onları Hrant'ı uğurlarken yükselttiğimiz "Hepimiz Hrant'ız, Hepimiz Ermeniyiz" sloganının ruhunu sözde bırakmayan bir kararlılık ve davranışlar örgüsüyle karşılamak, artık ertelenemez yükümlülüğümüz olsun.