Tamamen Bizim Olan Bir Hayat Yaratmaya Çalışırken

Dünyanın herhangi bir yerinde…

Tamamen bizim olan bir hayat yaratmaya çalışırken…

"Küçücük hürriyetler değil, alabildiğine yüz verilmiş bir çocuk hürriyeti istiyordum.”[1]

Bir oylama yapıldı ve politikacılar kadınların hayatlarını tehlikeye atıp atmayacaklarına karar verdiler.

Arjantin parlamentosunun üst kanadı olan senatoda  aylardır ülkede tartışılan tasarının oylamasında 38 senatör karşıt oy kullanırken 31'i ise kabul yönünde oy verdi.

Merkez sağ hükümet geçen aylarda, kürtajı yasallaştırmak için bir referandum yapacağını açıklamıştı. Ancak oylama hüsranla sonuçlandı.

Senato, on dört haftadan sonra kadınların kürtaj yapmalarına izin vermiyor: Kadınların hayatları tehlikede! 9 Ağustos’ta kadınların kürtaj hakkı bir kez daha ellerinden alındı. 

Fakat ıslarla göz ardı edilmek istenen bir mevzu var. Kadınlar o ya da bu şekilde istekleri doğrultusunda kürtaj yaptırmaya devam ediyor. Kadınlar “merdivenaltı” diye tabir edilen gizli saklı, sağlıksız ortamlarda kürtaj olmak zorunda kalıyorlar.

Rio Negro bölgesinden Senatör Magdalena Odarda, olayı “gerçek bir işkence” olarak değerlendiriyor. 1

Mevcut yasalar gereği, 1921’den beri, Arjantin’de kadınlar yalnızca tecavüze uğramış veya hamileliği kadının hayatını tehlikeye atıyorsa kürtaj yaptırabiliyor.

Ancak, o gece, oylamanın sonuçlandığı gece, binlerce kadın Buenos Aires Senatosu’nun önündeydi… Yağan yağmura ve soğuğa rağmen, kürtaj yasağına karşı direnişin sembolü haline gelmiş yeşil mendilleriyle oradalardı.

Kadınlar, bir kez daha, başkaları tarafından kendi adlarına konulan kuraların ipliğini şu sözlerle pazara çıkardı: “Artık birlikteyiz, artık bizi görüyorlar.”

Bu yeşil dalga, Buenos Aires Senatosu’nun önünde başlamadı, bitmedi… Süregelen feminist mücadele, nesilden nesle devralınarak tarih sahneleri boyunca uzanan bir zincir oluşturdu. Bunun en güzel örneği 89 yaşındaki aktivist Nelly Minyersky’di. Genç yaşlarda aldığı meşaleyi hiç bırakmayan ve gençlere devreden Nelly, zincirin en sağlam halkalarından biriydi.

Dalga o kadar yükselmişti ki, Arjantin’in ana akım medyaları İspanyolcada eril artikel “el” ve dişi artikel “la”yı kullanmak yerine metinlerinde nötr artikel “les”i kullanmaya başladı.

2005’te başlayan ve bugün sesini dört bir tarafa duyurarak “görülür” hale gelen Yasal, Güvenli ve Ücretsiz Kürtaj Hakkı için Ulusal Kampanya bugün çığ gibi büyüdü.

Bir kadın daha…

Kararın alınmasından bir hafta sonra pazar günü, 24 yaşındaki Liz, sağlıksız ortamda gerçekleştirilen kürtaj sonrası septik şok ve genel enfeksiyon sebepli acı şikayetiyle gittiği hastanede hayatını kaybetti.

“Ni Una Menos” (Bir Kadın Daha Eksilmeyeceğiz) kolektifi başkanı Raquel Vivanco “Bu, Senato’daki oylamanın sonucudur. Kadınların hayatlarını önemsemiyorlar. Kürtaj yasal mı olacak, gizli mi olacak, mevzu bu,” diyerek kadınların hayatlarını tehlikeye atmaları yönünde oy kullanan senatörleri eleştirdi. 2

Bir kadın daha…

8 Ekim 2016…

Lucia Perez isimli 16 yaşındaki genç kız tecavüze uğradıktan sonra öldürüldü. Ertesi gün gerçekleştirilen eyleme ise polis saldırdı.

Bunun üzerine, 13 Ekim’de Ni Una Menos kolektifi ilk kadın grevi için bir çağrı yaptı. 19 Ekim’de örgütlenen grev ile Arjantin ve Latin Amerika’daki kadınlar her gün bir saat iş bıraktı ve sokağa çıktı.

Devletin şiddeti ve patriyarkanın kendini kadın olarak tanımlayan herkesin boyun eğmesine karşı kolektif olarak başkaldırıldı.

Ni Una Menos kolektifindeki kadınlar 8 Mart 2017’de küresel bir çağrı yaptı. Dil, din, etnisite fark etmeksizin altmış ülkeden kadın ilişkilenerek bir araya geldi. Dünyanın dört bir yanında kadınlar örgütlenerek protestolar ve grevler yaptı.

Bu anlamda Ni Una Menos hareketinden Cecilia Palmeiro’nun “Her gün grev yapmamızın nasıl bir anlama gelebileceğine dair hayal kuruyorduk. Ta ki 3 Ekim 2016’da Polonyalı kadınlar kürtajı yasaklayacak bir yasa teklifine karşı greve gidene kadar. O an bizim hayalimiz biçim kazanmaya başladı ve taşıdığı potansiyelin ne kadar büyük olduğunu gördük,” sözleri cesaretin bulaşıcı olduğunu anlatır nitelikte.3

Bu ülkelerin arasında fiziksel ve ekonomik şiddetin hızla yükseldiği Türkiye de vardı…

Devletin baskıcı şiddeti, patriyarkaya ve doğallaştırılarak sömürülen kadın emeğine karşı “dünyanın herhangi bir yerinde” başlayan mücadele altmış ülkeye yayıldı.

Yeşil dalga, rengârenk oldu.

Bu, sadece yakın geçmişte yaşanmış bir örnek. Yüz yıllardır kadınların cesareti ve direnişleri kapitalizmin densizliklerine kafa tutuyor, rahatsız ediyor, hatta damarına basıyor… 


Kaynakça

Belski, Mariela. “Argentina’s Abortion Vote Was a Stepping Stone Not a Setback,” The Time, 10 Ağustos 2018.

“Argentina's Rejection of Abortion Bill Claims First Victim,” Noticias | TeleSUR, 14 Ağustos 2018, www.telesurtv.net/english/news/Rejection-Abortion-Bill-Argentina-Takes-First-Victim-20180814-0027.html.

Cecilia Palmeiro Palmeiro, Cecilia. “The Strike as Our Revolutionary Time”, Versobooks.com, 7 Mart 2018, www.versobooks.com/blogs/3670-the-strike-as-our-revolutionary-time.

Sampathkumar, Mythili. “Argentina Senate Votes against Legalising Abortion but Activist Groups Say They Are 'Unstoppable'”, Independent, 10 Ağustos 2018.



[1] Abasıyanık, Sait Faik. Son Kuşlar, “Balıkçısını Bulan Olta”, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul, 2018.