Michel Foucault

MICHEL FOUCAULT (1926-1984), Poitier’de hekim bir babanın oğlu olarak dünyaya geldi. 1946’da École normale supérieure’e (ENS) girerek felsefe ve psikoloji öğrenimi gördü. Paris’teki St. Anne Hastanesi’nde stajını yaptı; burada Jacques Lacan’ın ilk seminerlerini izledi. Bilgi ile iktidar arasındaki ilişkiyi sorgulamaya ve tıp gibi “normalleştirme pratikleri”ne dair eleştirisini geliştirmeye bu yıllarda başladı. Deliliğin Tarihi (1961) ve Kliniğin Doğuşu (1963) bu çalışmalarının ürünüydü. Deliliğin Tarihi’nde, topluma aykırılığı ve deliliğiyle bürokrasinin ve geleneklerin normalleştirici gücüne direnen romantik sanatçı figürüne odaklandı. Aynı dönemde kaleme aldığı Raymond Roussel: Ölüm ve Labirent (1963) başlıklı denemesinde, Batı metafiziğinin temellerini sarsan yazar Raymond Roussel’in eserleri ve intiharı üzerinden, dil ile ölüm ilişkisini ortaya koydu. Resimler ve imgeler, Foucault’nun bir dönemin bilgi-iktidar sistemini çözümlemede kullandığı başat araçlardandı. Klasik döneme egemen olan temsil mantığını incelediği Kelimeler ve Şeyler (1966) kitabına, Velázquez’in “Las Meninas” tablosuna dair detaylı bir analizle başlamıştı. Bu Bir Pipo Değildir’de (1968), René Magritte’in “İmgelerin İhaneti” başlıklı dizisinden bir resmi inceledi. “Manet’nin Sanatı”nda (1971), Manet’nin resimlerinin Batı resmini inşa eden bilgi rejimini yıkarak modernizmi başlattığını öne sürdü. Foucault 1966’da Tunus’a gitti ve felsefe profesörü olarak atandığı Tunus Üniversitesi’ndeki derslerinin yanı sıra, 15. yüzyıl İtalyan resmi üzerine kamuya açık dersler verdi. Bu dönemde Manet üzerine yazmayı planladığı “Le noir et la couleur” başlıklı kitabı hiçbir zaman tamamlayamadı. 1970’te ABD’ye gitti ve Kara Panterler başta olmak üzere siyah özgürlük hareketi mensuplarının hapishanelerle ilgili çalışmalarını gözlemledi. Fransa’ya döndükten sonra, Hapishaneler Hakkında Bilgi Grubu’nun kuruluşuna katıldı; Libération gazetesinin kurulmasına önayak oldu. Modern hapishanenin ve denetim toplumunun doğuşunu incelediği Hapishanenin Doğuşu (1975), bu dönemdeki çalışmalarının ürünüydü. 1970’te Fransa’nın en saygın eğitim ve araştırma kurumlarından Collège de France’a profesör olarak atandı ve 1970- 1984 yılları arasında burada Düşünce Sistemleri Tarihi dersini verdi. Derslerin bant çözümlerinden derlenen kitaplar ölümünden yıllar sonra yayımlandı. Foucault’nun ölmeden önce yayımladığı son eseri, üç ciltlik Cinselliğin Tarihi (1976-1984) kitabıydı. Antik Yunan ve Roma stoacılarının ortaya koyduğu “güzel yaşam” etiğinden hareketle geliştirdiği “varoluş estetiği” kavramına ilk kez bu kitabında yer verdi. Estetiği, salt sanat eserlerini inceleyen bir disiplin olarak ele almak yerine hayatın bütününe yayan bu yaklaşımı, çağdaş sanat ve estetik üzerinde etkili oldu. Foucault 25 Mayıs 1984’te bu dünyadan ayrıldı.