Hürriyet Niye Böyle?

Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın hazırladığı iddianamede, Demokratik Toplum Partisi (DTP) Genel Başkanı Nurettin Demirtaş’ın bedenen askerliğe uygun olmadığı yolundaki eski hastane raporunun “sahte” olduğu iddia ediliyor.

13 Kasım tarihli bütün gazetelerde yer alan bu gelişme, gazetecilerin iddia niteliğindeki enformasyonu haber haline getirirken kullanmaları gereken dil konusunu açmak için iyi bir örnek teşkil ediyor.

Önce biraz sözlük bilgisi… Biliyorsunuz, savcı, eski Türkçedeki “müddei umumi”nin öz Türkçesi. Müddei, “iddia eden” demek, müddei umumi de “umumi haklar adına dava açan” anlamına geliyor. Bir başka deyişle: Kamu adına iddia eden kişi…

Gelelim Demirtaş’a ilişkin suçlamaya… Adı üstünde, bu bir “iddia”name. Savcı görevini yapıyor, iddia ediyor. İddialarının doğru, geçerli olup olmadığına karar verecek olan kurum da belli: Yargı.

Gelelim gazetelerin bu haberleri nasıl verdiğine… Haberi manşetten veren tek gazete olan Hürriyet: “GENEL BAŞKAN SAHTE ÇÜRÜKÇÜ… DTP Genel Başkanı Nurettin Demirtaş’ın askerlikten kaçmak için çürük çetesi aracılığıyla sahte rapor aldığı ortaya çıktı.”

Gördüğünüz gibi, Hürriyet yargıya hiç iş bırakmamış, hepsini kendi halletmiş. Oysa bu tür durumlarda kullanılması gereken dili kullanan gazeteler de var, hatta bir iki istisna hariç hepsi böyle. Örnekler:

Sabah: “DTP LİDERİNE ÇÜRÜK DAVASI… Demirtaş, askerlik için sahte çürük raporu aldığı iddiasıyla yargılanacak.”

Milliyet: “’ÇÜRÜK DAVASI’… DTP Genel Başkanı Demirtaş’a sahte rapor suçlaması.”

Cumhuriyet: “DTP GENEL BAŞKANI’NA SAHTE ÇÜRÜK RAPORU SUÇLAMASI.”

Akşam: “DTP LİDERİNE ‘ÇÜRÜK’ DAVASI… Demirtaş’a, askerlikten kaçmak için sahte çürük raporu aldığı iddiasıyla dava açıldı.”

Radikal: “DTP’YE DAVA KISKACI… (…) Genel Başkan Demirtaş’a örgüt yardımıyla çürük raporu aldığı iddiasıyla dava açıldı.”

Gördüğünüz gibi bu örneklerin tümünde olan bitenin bir”iddia”dan, bir “suçlama”dan ibaret olduğu apaçık belirtiliyor; Hürriyet’in haberinin tam tersine…

Türk basınının devlet kurumlarından gelen iddiaları hakikat hükmünde kayıtlara geçirmesi, kendi kalû-belâsından getirdiği bir refleks. Fakat Hürriyet bu yolda her zaman bir adım önde. Ne de olsa sahibinin “Benden çok devletendir” dediği bir gazete o.

Taraf, 15.11.2007