Erdoğan Özmen
14 Mart 2024 Perşembe
İnsanın/insanlığın bütün hikayesinin çocuğun hikayesinde çoktan içerilmiş olması ne büyüleyici. Çeşitli biçimlerde tekrar edip duran bütün önemli örüntü, tema ve meselelerin; kayıp, ayrılık, yas, travma, keder, engellenme, yoksunluk, kastrasyon, yolculuk, arzu, özlem, ümit, mücadele, korku, özerklik, özdeşleşme, yenilgi ve zafer, nefret ve sevgi vb.nin en çıplak ve doğrudan halleriyle çocuklukta karşılaşılması ve kat edilmesi, o deneyimlerden mütemadiyen öğrenmemiz, zihinsel kapasitemizin böylece ortaya çıkması ve gelişmesi ne olağanüstü.
Ahmet İnsel
13 Mart 2024 Çarşamba
Birikim’in Şubat-Mart 2024 sayısı (sayı 418-419) yerel yönetimler konusunun ele alındığı yazılardan oluşan bir derleme kitap niteliğinde. Türkiye’de yerel yönetimlerin yönetim sorunlarını, yerel siyasetin niteliğini,  merkez ve yerel ilişkisinin dönüşümünü ve işleyişini klinik vaka titizliğiyle inceleyen yazı ve söyleşiler, 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerin arka planına çiğ bir ışık tutuyorlar. Bu yazı ve söyleşilerin bir kısmı siyasallaşma ve siyasetsizleşmenin birbirini besleyen ve tamamlayan niteliklerine işaret ediyor.
Işıl Kurnaz
7 Mart 2024 Perşembe
Erkeği kim vurdu? Kadının yüzündeki sızıyı ve sanrıyı ihmal etmeden bakarsak, kadın okları saplayan mı yoksa saplanmış okları, sarıldığı adamın canının acısını giyinerek çıkarmaya çalışan biri mi? Fail olmanın mı, yoksa acı veren bir kurtarıcı olmanın mı yarasını taşıyor? Okları saplarken ya da çıkarırken, sol elinin durmaksızın bir kanamaya dönüşmesinden de acı duyuyor mu? Fiziksel bir acı mı bu, yoksa görünmeyen yerlerinin acısını mı taşıyor? Yani acı, bu tabloda nereye saklanıyor?
Tanıl Bora
6 Mart 2024 Çarşamba
“Âcil durum ve görevlerimiz.” Devrimci sosyalist siyasetin kalıplarından biriydi bu. 1980’lerin ikinci yarısında, artık tedavülden kalkmak üzereyken, “hiç âcil olmayan bir durum oldu mu zaten, görev çıkartılmayan bir zaman hiç oldu mu?” diye şakalaşıldığını hatırlıyorum, eylemciden-üyeden “aktivist”e dönüşmeye başlamış olan insanlar arasında.
Aksu Bora
5 Mart 2024 Salı
Bir bu kadar zorlu mesele de, yoksulun anlattığının duyulabilmesi için tercüme edilmesinin gerekmesi. Konuştuğu mekânın kokusunu, sedirin ucuna nasıl iliştiğini, bölük pörçük bir anlatıyı beden hareketleriyle nasıl bütünlediğini… görmeden, göstermeden, bütün o kelimelerden nasıl bir hikâye çıkar yoksa? Üstelik dinleyenin zihninde dolaşan onca “bilgi”yi hesaba katmadan, doğrudan bu hikâyeyi dinlemesini nasıl sağlayabilirsiniz?
Murat Belge
4 Mart 2024 Pazartesi
AKP’nin söylemine baktığımızda temel motifin dini aidiyet olduğunu görüyoruz — ayrıca, ulusçu söylemin de güç kazandığını görüyoruz. Bu söylemde “solidarizm”in önemli bir yeri var elbette. “Hepimiz Müslüman’ız” sloganının çağırıcılığını sonuna kadar kullanacak Tayyip Erdoğan. Hepimiz kardeşiz evelallah, ama George Orwell’in kitabında olduğu gibi bazılarımız “daha” kardeşiz. Dolayısıyla Tayyip Erdoğan iktidarının eylemi, söyleminden epey farklı gelişiyor.
Kenan Erçel
3 Mart 2024 Pazar
Biden’ın İsrail’e desteğinden rahatsız seçmenin sadece küçük bir kısmı için Filistinliler’in mağduriyeti yaklaşan seçimlerde öncelikli bir mesele. Ne de olsa alternatif seçenek Trump−ki Demokratlar’ın ezici çoğunluğu nezdinde ikinci bir Trump başkanlığı bir kabus, hatta belki de ABD demokrasisinin sonu demek. Dolayısıyla Filistin meselesini dert edinen seçmenlerin manevra alanı çok dar. Ve fakat ABD seçim sisteminin tuhaf yapısı bu seçmen grubuna hacimlerinin çok ötesinde bir pazarlık gücü veriyor.
Cuma Çiçek
1 Mart 2024 Cuma
21 Şubat Dünya Anadil Günü vesilesiyle anadil meselesi üzerine yazmayı düşünürken denk geldiğim bu sözler sosyal bilimler alanında büyük etkiler bırakan 20. yüzyılın en önemli isimlerinden Michael Foucault’ya ait. Aslında bu yazı burada bitebilirdi. Zira Foucault anadil meselesinde söyleyebileceğimiz her şeyi bu birkaç satırda o kadar güçlü dile getirmiş ki…
Erdoğan Özmen
28 Şubat 2024 Çarşamba
Son zamanlarda şu ya da bu yönüyle “baba” meselesine eğilen film, hikaye ve romanların çokluğunun gösterdiği şey tam olarak nedir acaba? Daha tam bir ifadeyle, kusurlu, hasta, zayıf, beceriksiz, kafası karışık, aciz ve iktidarsız babalarla ilgili ürün, eser ve yorumlarla popüler kültürde daha sık karşılaşıyor olmamızı nasıl anlamalıyız?
Tanıl Bora
21 Şubat 2024 Çarşamba
Fakat adaylaştırma deyince, hele bir de adaylaştırma süreci diye takviye ederseniz, başka bir ciddiyete bürünüyor. Siyasette aday belirlemek, aday tercihinde bulunmak, özellikle de yerel seçimlerde her zaman siyaset zenaatının veya "mühendisliğinin" önemli bir işiydi şüphesiz. Lakin bu yeni terminoloji, bu olayın iyice teknik, özel uzmanlık gerektiren, ince hesap işi bir "süreç" haline geldiğini haber veriyor.
Murat Belge
19 Şubat 2024 Pazartesi
Beğenmemek dinamik bir duygu, durduğu yerde durmuyor. Beğenmiyorsun, kötülüyorsun, suçluyorsun, nefret etmeye kadar gidebiliyorsun. Buraya gelmen için somut bir neden olması gerekmiyor. Senin işlerin istediğin gibi gitmiyorsa ona kabahat bulabilirsin; “Onun yüzünden böyle” diyebilirsin. Türkiye siyaset dünyasında da “sevilmemek şampiyonu” Halk Partisi’dir. Parti sevilmemek için elinden geleni yapmıştır, gerisini de halkımız tamamlamıştır: sonuç ortada...
Derviş Aydın Akkoç
18 Şubat 2024 Pazar
Bununla birlikte, Kur’an’da para genel anlamıyla hırsın ve açgözlülüğün sembolüdür, altınsa baştan çıkmış bir sevgi (buzağı sevgisi) olarak tarif edilir ve kıyasıya eleştirilir, olası bir tapınma rakibi olarak paradan daha yoğun bir anlama sahiptir altın. Paranın Tanrı dışında bir başka ilahi odak olarak belirmesi için bir ara halka olarak Hz. İsa’yı beklemek gerekecektir: “İki efendiye [paraya ve Tanrı’ya] aynı anda kulluk edemezsiniz.” Altın Allah’ın makamına göz diken emsalsiz bir maden, çoktan kişilik kazanmış mitolojik ve manyetik bir maddedir; bir tür kamaşma, büyülenme halini ifade eder