31 Mart’tan 23 Haziran’a

 

31 Mart’ta yapılan yerel seçimleri Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu çok küçük bir farkla kazandı. Seçim sonrası yaşanan “hukuki” süreç sonucu seçimin yenilenmesine karar verildi. 23 Haziran’da yenilenen seçimlerde Ekrem İmamoğlu farkı 800 bine çıkardı. Seçim öncesi yapılan bazı anketlerde bu kadar fark “tahmin” edilmişti, fakat anketlere güven pek kalmadığı için bu fark yine de sürpriz sayılabilir.

Kutuplaşmanın inanılmaz derece arttığı, bloklar arası oy geçişlerinin çok az olduğu bir ortamda, üç aydan kısa bir sürede oy farkı nasıl bu kadar çok açılabildi?

Bu soruyu cevaplamak için yine “ekolojik çıkarım” yöntemi ile mahalle düzeyinde verileri kullanarak 31 Mart-23 Haziran arasında İstanbul’daki oy geçişlerini tahmin ettik.[1] Ayrıca sonuçları değerlendirebilmek için Haziran 2018-31 Mart 2019 ve Haziran 2018-23 Haziran 2019 arası oy geçişlerini de karşılaştırdık.

Seçim sonuçlarına göre 31 Mart-23 Haziran arasında Yıldırım’ın oyu 220 bin azalmış, İmamoğlu’nun oyu da 570 bin artmış durumda. Bu değişimi sağlayan üç temel kayma söz konusu.

Tahmin sonuçlarına göre 31 Mart’ta Binali Yıldırım’a oy veren seçmenlerin yaklaşık 130 bini İmamoğlu’na oy vermiş, 170 bini de oy vermemiş veya geçersiz oy vermiş (“seçim dışı” grubu). Buna karşın %50’den fazlası Saadet Partisi seçmeni olan yaklaşık 80 bin kişi Yıldırım’a oy vermiş. Böylece 31 Mart’tan 23 Haziran’a Yıldırım’ın oyu yaklaşık 220 bin azalmış.

İmamoğlu’na gelen oyların en önemli kaynağı, 31 Mart’ta oy kullanmayan/geçersiz oy kullanan seçmenler: 31 Mart’ta seçime katılmayan yaklaşık 390 bin kişi 23 Haziran’da İmamoğlu’nu desteklemiş. Buna AKP’den gelen 130 bin oy ve oldukça düşük sayıda gerçekleşen diğer oy geçişleri de eklenince İmamoğlu’nun oyu 570 bin artmış durumda.

Bu seçimde siyasi açıdan ilginç olan, AKP’ye oy veren 130 bin kişinin üç ay içerisinde CHP adayı İmamoğlu’na oy vermesi. Önceki seçimlerde AKP-CHP arasında oy geçişlerinin çok az olduğu hatırlandığında bu durum seçmen davranışında bir değişikliğin göstergesi mi? 31 Mart’ta AKP adayına AKP, MHP ve az sayıda İyi Parti seçmeni oy verdiği için, AKP’den CHP’ye yönelik oy kaymasının ne kadarının AKP seçmeni olduğunu net olarak söylemek mümkün değil. Fakat 2018 TBMM seçimleri temel alındığında, bu oyların yaklaşık yarısının AKP seçmeni olduğu söylenebilir. Bu çok büyük bir sayı değil, fakat az da olsa ilk kez AKP-CHP arası (daha doğrusu AKP’den CHP’ye) bir oy geçişi olabileceğinin göstergesi.

İmamoğlu’nun artan oylarına bakıldığında görülen, bu seçmenlerin büyük çoğunluğunun 2018 TBMM ve 31 Mart yerel seçimlerinde oy kullanmayanlar olduğu. İmamoğlu seçime kayıtsız kalan seçmenlerin önemli bir kısmını 31 Mart’ta (kendisine) oy vermeye ikna etmiş.

Seçimlerden bir kaç gün önce, HDP seçmenine yönelik “özel” çalışmalar yapıldı. HDP yönetimi ise seçim strateji ve taktiklerinde bir değişiklik olmadığını açıkladı. Bu çalışmaların bir etkisi oldu mu? Haziran 2018-Mart 2019 ve Haziran 2018-Haziran 2019 oy geçişlerine bakıldığında, HDP seçmeninin 23 Haziran’daki oy davranışının pek değişmediği anlaşılıyor. Bir başka deyişle, HDP seçmeni 23 Haziran’da da büyük ölçüde partinin politikasına uygun davranmış.

Sonuç olarak, 31 Mart’tan 23 Haziran’a seçim sonucunu etkileyen üç değişimden bahsedilebilir:

  1. Son iki seçim (Haziran 2018 ve Mart 2019) oy kullanmayan seçmenlerin önemli bir kısmının İmamoğlu’na oy vermesi
  2. AKP’ye oy veren seçmenlerin bir kısmının oy kullanmaması
  3. 31 Mart’ta Yıldırım’a oy veren (bir kısmı AKP’li) seçmenlerin İmamoğlu’na oy vermesi

Bu üç grubun çoğunlukta olduğu mahallelere bakınca, her üç eğilimin de benzer özelliklere sahip olduğu anlaşılıyor.

Önce 31 Mart’ta oy vermeyen seçmenlerle başlayalım. Şekil 1’de Haziran 2018’de AKP ve MHP’nin aldığı oy oranı ile 31 Mart’ta oy kullanmayıp 23 Haziran’da İmamoğlu’na oy veren seçmen oranı arasındaki ilişki görülüyor.[2] Şekilde de görüldüğü gibi AKP+MHP’nin[3] güçlü olduğu ilçelerde CHP’ye giden oy oranı çok daha az. Tersten söylersek, AKP’nin zayıf olduğu mahallede (31 Mart’ta) seçime katılmayan seçmeninin (23 Haziran’da) CHP adayına oy verme olasılığı daha yüksek. Bu ilişki CHP’nin baskın olduğu ilçelerde kısmen daha güçlü.

Şekil 2’de 2018’deki AKP oy oranı ile 31 Mart’ta Yıldırım’a oy verip, 23 Haziran’da seçime katılmayan seçmen oranı arasındaki ilişki görülüyor. CHP+İP’nin baskın olduğu mahallerde bu oran daha yüksek ve AKP oy oranından etkilenmiyor. AKP’nin baskın olduğu mahallelerde ise, AKP oranı arttıkça davranış değiştirme (oy vermeme) olasılığı düşüyor.

Bu iki şekil, AKP’nin görece zayıf olduğu mahallelerdeki AKP’ye oy veren veya seçime katılmayan seçmenin 31 Mart’tan 23 Haziran’a oy davranışını değiştirme olasılığının daha yüksek olduğunu gösteriyor. Bir başka deyişle, İmamoğlu CHP’nin güçlü olduğu mahallelerde AKP ve “kararsız” seçmene ulaşabilmiş, onların davranışını önemli ölçüde değiştirebilmiş, fakat AKP’nin güçlü olduğu mahallelerde bu etki fazla olmamış.

Bu eğilimin iki nedeni olabilir. İlk olarak, mahalleler arası sınıfsal ayrışma varsa, İmamoğlu CHP’nin sınıfsal yapısına yakın diğer seçmenlerden de destek almış olabilir. İkinci olarak, (her iki kesimde) “mahalle baskısı”nın etkili olduğu söylenebilir.

Son olarak, seçim öncesi en çok gündeme gelen HDP seçmenine bakalım. HDP seçmeninin bir kısmının 31 Mart’ta oy kullanmadığı tahmin edildiği için, bu kesimin 23 Haziran’da nasıl davranacağı önem kazanmıştı. Oy davranışı ancak toplu düzeyde görülebildiği için bu konuda ancak dolaylı olarak bazı çıkarımlarda bulunmak mümkün. Bu nedenle Şekil 3’te HDP’nin Haziran 2018’da aldığı oy oranı ile 31 Mart’ta oy kullanmayıp 23 Haziran’da CHP adayına oy veren seçmen oranı arasındaki ilişkiye bakıyoruz. Burada da yine CHP’nin baskın olduğu mahalleler ile AKP’nin baskın olduğu mahalleler arasında net bir farklılık gözleniyor. CHP’nin baskın olduğu mahallelerde, HDP’nin oy oranı arttıkça kararsızların CHP’ye oy verme eğilimi artıyor, fakat AKP’nin baskın olduğu mahallelerde bu ilişki tam tersi.

Sonuçta, yukarıda belirtildiği gibi, bir bütün olarak bakıldığında HDP seçmeninin 31 Mart ve 23 Haziran’da benzer şekilde davrandığı söylenebilir, fakat mahalle düzeyinde bazı önemli farklılıklar olabilir. Maalesef elimizdeki veri ile bu konuda daha detaylı çıkarımlarda bulunamıyoruz.



[1] 4 Haziran 2018 milletvekili seçimleri ile 31 Mart 2019 büyükşehir belediye başkanı seçimleri arasındaki oy geçişleri için bkz. “İstanbul’da Ne Oldu?”. 23 Haziran seçimlerindeki oy geçişleri hakkında toplu veriler üzerinden yapılan kapsamlı bir çalışma için bkz. Seyfettin Gürsel, “İmamoğlu’na ilave 572 bin oy nereden geldi?”, Betam Araştırma Notu 19/244.

[2] Bu şekilde, yatay eksendeki değişken Haziran 2018 TBMM seçiminde AKP ve MHP’nin aldığı oyların toplam geçerli oylara oranı, düşey eksendeki değişken ise 31 Mart’ta oy kullanmayıp 23 Haziran’da İmamoğlu’na oy veren seçmenlerin toplam seçim dışı (seçime katılmayan + geçersiz oy kullanan) seçmene oranıdır. Şekilde her nokta bir mahalleyi göstermektedir. Şekillerin büyüklüğü o mahalledeki geçerli oy sayısı ile orantılıdır. Kırmızı ve sarı noktalar CHP+İP ve AKP+MHP oylarının çoğunlukta olduğu mahalleleri göstermektedir.

[3] Bundan sonraki kısımda “AKP” ile AKP+MHP seçmenini kastediyoruz.