Gayri Safi Ulusal Hasıla

Çok düşündü. Az yazdı. Az çok konuştu. Bu toprakların en saf bileşeniydi. O da çatlağını buldu gitti.

Geçen sene bir öğrencim geldi. (Ne oluyor bilmiyorum. Herkes doktora yapmak istiyor artık. 1980 sonrası solcular tüm dünyada insan hakları savunucusu oldular. Sonra bizim kuşak setekacı, hatta birazı tesekacı oldu, proje yapmaya başladı, bir de doktora. Ben de bu kervana katıldım. Doktoracı olarak.)

Odama uğrayan arkadaş “Ben doktora yapmak istiyorum. Ciariye nasıl çalışayım” dedi. Konuştuk uzunca. “Neden” diye sordum. “Neyi merak ediyorsun?” Sorum garip geldi. “Gerçekten” dedim, “neyi merak ediyorsun?”

“Bilmiyorum” dedi kendini geri çekerek. Üzdüğüme, üzüldüğüne üzüldüm. “Numara çekmemek lazım” dedim. Eğer gerçekten merak ediyorsan bu işe girmelisin. Yoksa bu sefalette...

Oysa benim bu işe girmem hiç de öyle olmamıştı. Taha Parla’ya özenmiştim, o kadar. Diplomat olmak, bir şirkette çalışmak falan olmazdı. Özendiğim birisi gibi olmak istemiştim, hoca olmak. Merak falan bir tarafa.

“Kim var ki gerçekten böyle?” diye sorarak öcünü aldı. Aklına gelmememi yadırgamadım. Adını söyledim. “Biliyorum” dedi, “Hayvan’dan.” “O işte gerçektir, hiç numara çektiğini duymadım” dedim.

Öğrencim gitti. Odamda yalnız kaldım. Bir tanışamadık diye söylendim. Gerçeklik, hissiyat ve ekonomi arasındaki ilişkiyi onun yazıları sayesinde görmüştüm. Üniversiteye başladığım sene varlığını farketmiş, adını gördüğüm her yazıyı okumuştum. Vasat bir yazısını anımsamıyorum. Hepsi gerçeklik üzerine gerçek yazılardı. Numarasız, trüksüz.

Doktoracı öğrencim geri geldi ertesi gün. “İyi ama, adam doktorayı bırakmış ki” dedi İzmirlilere has o yanlış Türkçe kullanımıyla. Bilmiyordum. Yanlışını düzeltemedim.


Dün bu yazıyı Birikim Dergisi’nden arkadaşlarımla paylaştım. Asena Günal yanlışımı düzeltti. Meğer doktorayı bitirmiş. Bitirmese ne olurdu, yazdığı onca tezle efkarımızın doktorudur zaten.

Biliminsanı olmak isteyenlere örnek gösterilecek gerçek bir düşünür, gerçekliğin edebiyat kadar içinde bir araştırmacı, ve gayri safi ulusal hasılasıyla zihnimize kazınan bir flaştı.

Sağol Ulus Baker.

Birgün, 16.7.2007