Hayırlı Olsun
Tanıl Bora

“Osmangazi Köprüsü hayırlı olsun”dan, “Ramazan bayramınız hayırlı olsun”a intikal ettik. (SMS’lere kuvvet.) “Hayırlı cumalar”, “hayırlı günler,” zaten rutindir. “Hayırlı olsun” temennisinin çoğalması, yayılması, dindarlaşma işareti sayılabilir mi? Belki daha doğrusu, zamana, koşullara, ortama uyma, dindar-muhafazakâr cemaate ait olma, ait görünme isteğinin alâmeti... Bu bakımdan, karşılıklılığa dayanır. “Hayırlı olsun” temennisinin, her bir hareketi, her bir olayı, her bir kişiyi bir toplumsal, ahlâkî ve ideolojik teftişe açan bir imâsı var. Bir “İzleniyorsun” imâsı...

***

Bu teftiş mercii, sahih anlamıyla, ilâhîdir. Müslüman’ın, her adımında, her kararında, her tercihinde, her eyleminde “hayırlı olsun” şerhi düşmesi beklenir. Çünkü kendi isteğiyle, kendi aklıyla iyilik umarak, iyi diye bilerek yöneldiği hedefin kötü ‘çıkabileceğini’ veya şerre inkılâp edebileceğini bilmeli, bunu kabul etmelidir. İyi olur zannedilen, sadece dünyevî hayatta değil ahrette de kötü netice verebilir. İslâm’a göre “hayırlı olsun”, insanın kendi aklının ve iradesinin ilâhî irade ve ebedî hakikat karşısındaki sınırlılığını teslim etmesinin icabıdır. Buna Kur’an’dan gösterilen dayanak: Bakara Suresi’nin 216. Ayeti: “Hoşlanmadığınız bir şey sizin için daha hayırlı olabilir; aynı şekilde hoşlandığınız bir şey sizin için daha kötü olabilir. Allah bilir, siz ise bilemezsiniz.” [1]  Müslüman’dan beklenen, hayatını hep korku ve ümit arasında gerili bir ip üzerinde yürür gibi yaşamaksa, “hayırlı olsun”, bu hassas dengenin ‘bilincidir’. Onun, doğru karar vermek, doğrusunu bulmak, iyi olanı yapmak için azamî çabayı harcaması, iyi düşünmesi, bunu ihmal etmeden ve bununla beraber istihâre yapması, yani Allah’tan (rüyayla, duayla, namazla) hayır istemesi tembihlenir.

***

“Hayırlı olsun” temennisi, – “niyetin amelden hayırlı” olduğunu söyleyen hadise uyarak–, bir iyi niyet göstergesi işlevi görüyor. “Hayırlı olsun”, “hayırlara vesile olsun”, “hayırlara tebdil eylesin” teatilerinin kol gezmesini, şu endişelerle dolu dünyada, korku-ümit çubuğu ümide doğru bükme gayreti olarak da görebiliriz. 

Salih haliyle, yalın ve temiz, “iyilik” dilemenin ifadesi. İnanmayanlar da gönül rahatlığıyla kullanmıyor mu zaten? Bir “iyi” alışkanlık. “Din sadece din değildir”in bir veçhesi: Kadim insaniyet rikkatinin dinle devreden mirası…

***

“Halk İslâm’ının” medya ve popüler vaizler çağında ilgi gösterdiği “Kur’an-ı Kerim’e göre en hayırlı otuz iş” listesi gibi pratik tavsiyeler, hayrı ‘bulmanın’ epeyce dünyevî yordamlarına olan merakı gösteriyor.

İnternetteki fetva sitelerinden birinde “Haram olan bir mala hayırlı olsun demek caiz midir?” diye sormuşlar. Başka bir sitede, “İçki satan veya kumar oynatan bir yere gidince ‘hayırlı işler’ demek caiz midir?” sorusuna rastlıyoruz. (Her ikisinde elcevap: Hayır.)

Bu merakların temsilî gücü yüksek. Zira “Hayırlı olsun”un enflasyonist kullanımı, mal-mülk davasında ve “iş” hayatında bilhassa barizdir. İstihâre gayreti, “Hayırlı işler” temennisinde yoğunlaşır.

“Hayırlı işler, bol kazançlar” şiârının dolaşımı pek canlı. “Hayırlı ve bol kazanç” duaları var. Türk Telekom bir “‘İşyerim hayırlı olsun’ üçü bir arada” paketi satıyor – “Hayırlı işler” promosyonu. Bir sigorta firması, “Emekliliğiniz hayırlı olsun” sloganıyla müşteri tavlıyor.

Bir inşaat firması “Neotrend projemizde grobeton dökümü tamamlandı, hayırlı olsun” duyurusuyla müşterilerinin içini rahatlatmış. Bir başka firma “6. Bölge konut teslimi, sahiplerine hayırlı olsun”, bir belediye “200 dairelik Mimar Sinan konutları hayırlı olsun” haberiyle gururlanıyor.

***

Bir alışverişi, ticarî bir ilişkiyi, bir iş akdinin yerine getirilişini hayır temennisine bağlayan bu mesajlar, hayırdan ziyade minnete taliptirler aslında. Yılın başlarında devrin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun şu twitter mesajı da, bunun sıradan bir siyasî klientalizm versiyonu: “Üniversiteli gençlerimiz dün itibarıyla burs ve kredilerini 400 lira olarak almaya başladı. Gençler... Hayırlı olsun!” 

Her nevi iktidar sahibinin “Hayırlı olsun” temennisi, edasıyla, verdiği hisle, emir kipindedir çok defa. Zımnî bir “Sizin için hayırlısı budur” telkiniyle, istihâreye vesayet eder.

“İşinizi hallettik, hadi yine iyisiniz” manasındaki bu “Hayırlı olsun” selâmlarının en rezili, “Kaldırımınız hayırlı olsun” – “Doğalgazınız hayırlı olsun” – “Asfaltınız hayırlı olsun” serisidir. Kamu görevinin cemileymiş gibi kafaya kakılmasının müstehcen sloganları… “Hayırlı olsun” diye göz kırparken, vazifelerini yerine getirmekten ötürü hayır duası istedikleri gibi, yine istihâreyi ‘yöneten’, ona aracılık eden bir makam yerine koyuyorlar kendilerini.

Böylesi “Hayırlı olsun” riyâsından hayırlı bir şey beklemek zordur.


[1] Salih Akdemir çevirisi, Ankara Okulu, Ankara 2004, s. 33. Şuna da dikkat: Ayetin başında “Hoşunuza gitmediği halde savaş size farz kılınmıştır,” denir.