Bovid-17: Brezilya’da Salgın ve Siyasi Kriz

Brezilya, tüm dünyayı kasıp kavuran Covid-19 salgınının yanı sıra amansız bir dertten daha mustarip: Bovid-17, yani BolsonaroVirüs hastalığı.

17, Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro’nun 2018 Başkanlık Seçimlerindeki aday numarası. Hastalığın başlıca belirtileri, kafa karışıklığı, paranoya, kendi fikirleri dışındakileri idrak etmede güçlük çekme ve irrasyonellik. Daha ileri düzey semptomlar arasında, militarizmle özdeşleşmek, darbe günlerine özlem duymak, genel ahlâk üzerine bol keseden ahkâm kesmek ve olur olmaz tehditler savurmak var.[1] Yaklaşık 57 milyon Brezilyalıya bulaştığı düşünülen hastalık, kamu sağlığı açısından giderek büyüyen bir risk oluşturuyor. Geçtiğimiz günlerde, São Paulo’nun ünlü bulvarı Avenida Paulista’da boy gösteren Bovid-17’li protestocular, karantinayı 10 Mayıs’a kadar uzatma kararı alan Vali João Doria’ya küfürler yağdırarak tabutla dans ettiler ve yeni tip koronavirüs yüzünden hayatını kaybedenlerle dalga geçtiler. İlerleyen günlerde “Salgını İnkâr Hareketi”nin lideri olarak Bolsonaro da aralarına katıldı, üstelik protestocular arasında orduyu askerî müdahaleye davet edenler de vardı. Peki, ordunun desteğiyle iktidarını sağlamlaştırmış, asker kökenli bir devlet başkanı, darbe yanlısı bir eyleme neden katılmıştı? “Darbe içinde darbe” ya da “kendi kendine darbe” (self-coup) gibi kavramlarla tartışılan, son olarak Adalet Bakanı Sérgio Moro’nun istifasıyla daha da karmaşıklaşan bu mevzu üzerine düşünmeden önce, Brezilya’da salgının nasıl geliştiğini ve salgınla mücadele sürecinin ABD’dekiyle ne kadar benzeştiğini incelemekte yarar var.

“Tropik Trump”ın korona güncesi

Covid-19 salgınına lakayt kalan liderlerin başında ABD Devlet Başkanı Donald Trump ve onun tropik versiyonu olarak görülen Bolsonaro geliyor. Trump, krizin başlarında, 28 Şubat’ta ABD’deki toplam vaka sayının birkaç gün içinde 15’ten sıfıra düşeceğini ileri sürmüştü. Trump’a göre hastalık bir aldatmacaydı ve kendi kendine öylece yok olup gidecekti. Ne var ki Dünya Sağlık Örgütü’nün Covid-19’u pandemik bir hastalık olarak sınıflandırdığı 11 Mart’ta, ABD’deki vaka sayısı binin üzerindeydi. Trump her ne kadar salgının ABD için risk oluşturmadığına dair ısrarını sürdürse de, 18 Mart’ta Covid-19 testini ücretsiz hale getiren yasayı onayladı. 104 milyar dolara mal olması beklenen yasa, ücretli hastalık izni, ihtiyaç sahiplerine gıda yardımı ve işsizlik sigortasının genişletilmesi gibi düzenlemeleri de içeriyordu. Ancak New York başta olmak üzere birçok eyalette sağlık sisteminin yetersizliği kısa sürede kendini göstermiş, vaka sayısının 250 bine yaklaştığı Nisan başında ABD, pandeminin merkez üssü haline gelmişti.

Bu süreçte eyalet valileri ile federal hükümet arasında yaşanan çekişme dikkat çekiciydi. 1 Mart’tan itibaren Florida, New York, New Jersey, Washington ve Virginia başta olmak üzere birçok eyalet “acil durum” ilan ederek salgına karşı kendi önemlerini aldılar. 28 Nisan itibarıyla, ABD’de vaka sayısı 1 milyonu aştı, ölüm sayısı ise 56 bin. Valilerle Trump yönetimi arasındaki gerilim de artmaya devam ediyor. Trump, geçtiğimiz günlerde ülkenin bazı eyaletlerinde ekonomik faaliyetlerin yeniden başlaması için üç aşamalı bir “normale dönüş” programı önermiş ve valilerden kısıtlamaları kaldırmaları için yol haritalarını belirlemelerini istemişti. Ancak Trump’ın baskılarına karşın, valiler bunun için öncelikle test sayısının artırılması gerektiğini, bazı eyaletlerde vakaların artış hızının devam ettiğini ve bu koşullarda normale dönmek için daha çok zamana ihtiyaçları olduğunu ifade ediyorlar.

Vaka sayısı ABD’deki kadar yüksek olmasa da Brezilya’daki durum da pek farklı değil. Devlet başkanının sorumsuz tutumundan önlemlerin yetersizliğine ve eyalet valileriyle federal hükümet arasındaki gerilime kadar benzer bir tablo söz konusu. İlk günlerden itibaren adım adım Trump’ı izleyen Bolsonaro, hastalığı “küçücük bir grip” (gripezinha) olarak tanımlamış, salgının “abartılmış bir histeri” ve “ekonomiyi durdurmak için yaratılmış bir panik”ten ibaret olduğunu açıklamıştı.[2] Ekonomik çarkın dönmesi ve normal hayatın devam etmesi gerektiği yönündeki vurguları, kendisine soru soran muhabirlere yağdırdığı hakaretler ve yaptığı akıl dışı açıklamalar, Trump’ınkilerle yarışır düzeydeydi. İlerleyen süreçte Bolsonaro, “Madem virüs yaşlıları hedef alıyor, neden okulları kapatıyoruz?”, “Hepimiz bir gün öleceğiz, çocuk gibi değil erkek gibi yüzleşin!”, “Brezilyalılara hiçbir şey olmaz, Brezilyalılardaki antikorlar virüsün bulaşmasını engeller” gibi yaş ayrımcılığına dayalı, cinsiyetçi ve faşizan çıkışlarıyla tepki çekmeye devam etti.

7 Mart’ta Florida’da Trump ile bir araya gelen Bolsonaro, bu görüşmede Brezilya’da (resmî verilere göre ilk vaka, 25 Şubat’ta São Paulo’da tespit edilmiş olduğu halde) koronavirüsün olmadığını açıkladı. İkilinin sosyal mesafe kuralına uymayarak tokalaşması dikkat çekiciydi. Fakat çok kısa bir süre sonra toplantıya katılan Brezilya heyetindeki İletişim Sekreteri Fabio Wajngarten ve Brezilyalı diplomat Nestor Forster’ın Covid-19 test sonuçları pozitif çıktı. Bunun ardından Bolsonaro’nun da virüsü kapmış ve Trump’a bulaştırmış olabileceği haberleri yapıldı. Ancak umursamaz tavırlar sergileyen iki liderin de test sonucu negatifti.

“Bolsonaro: Ayın çalışanı”

Bu arada, Trump’ın izinden emin adımlarla giden bir diğer Bolsonaro’yu da unutmamak gerek. Jair Bolsonaro’nun São Paulo milletvekili olan oğlu Eduardo Bolsonaro, “Virüsün bir adı ve soyadı var: Çin Komünist Partisi,” diyerek Brezilya ile Çin arasında ufak çaplı bir diplomatik krize yol açtı.[3] Bunun üzerine Brezilya’nın Çin Büyükelçisi Yang Wanming, derhal özür talep etti ve Bolsonaro ailesinin, Brezilya’daki en büyük zehir olduğunu söyledi. Wanming’in bir de uyarısı vardı: Bolsonaro, belli ki ABD’de “zihinsel bir virüs” kapmıştı ancak Trump’ın arkasından bu kadar hızlı giderse tökezleyip düşebilirdi.

“Küçücük bir grip” yüzünden 

Brezilya’da koronavirüs kaynaklı ilk ölüm, 17 Mart’ta gerçekleşti. Bolsonaro’nun inkâr ettiği vakaların sayısı ise, resmî verilere göre 291’di. İlk ölüm haberinin ardından São Paulo, Rio de Janeiro ve Rio Grande do Sul başta olmak üzere birçok eyalette yerel yönetimler “acil durum” ilan ederek kendi önlemlerini almaya başladılar. Bolsonaro, valilerin aldıkları önlemleri eleştirerek, alışveriş merkezlerinin kapatılmasının ekonomiye zarar vereceğini açıkladı ve “#BrezilyaDuramaz” (#BrasilNãoPodeParar) sloganıyla bir kampanya başlattı. İtalya’da Milan belediyesinin başlattığı ve ölümlerin hızla artmasına yol açan “#MilanDuramaz” (#MilanoNonSiFerma) kampanyasına benzerliğiyle dikkat çeken girişim, Rio de Janeiro Federal Mahkemesi tarafından salgının yayılmasına yol açabileceği gerekçesiyle yasaklandı.[4] Bolsonaro’nun fiyasko ile sonuçlanan bir diğer girişimi ise, “Brezilya için Daha Çok Doktor” programı kapsamında ülkesinde çalışan Kübalı doktorları “Komünist istemiyoruz,” diyerek geri göndermiş olmasıydı. Salgın sürecinde 1.800 Kübalı doktorun yeniden sözleşme imzalayarak Brezilya’ya dönmesine ise ses çıkarmadı.[5]

Okulların tatil edilmesine, ekonomik faaliyetlerin kısıtlanmasına ve insanların eve kapanmasına karşı çıkan Bolsonaro, yoğun tepki çekmekle kalmıyor, kendi kabinesinde bile giderek yalnızlaşıyordu. Bakanların çoğu, önlem alınması gerektiği konusunda hemfikirdi. Her ne kadar salgını küçümsemeye ve valilerle sürtüşmeye devam etse de tıpkı Trump gibi Bolsonaro da belirli yasal adımları atmak zorunda kaldı. Dilma Rousseff’in 2016’da azledilmesine yol açan ve çok sıkı bir neoliberal istikrar programı dayatan Mali Sorumluluk Yasası, kamu harcamalarının artırılmasına imkân vermiyordu. Bütçe açığı hedefinin aşılması için yasal düzenleme gerekliydi. Bu doğrultuda 20 Mart’ta federal hükümet “acil durum” ilan etti ve Senato’da onaylanan kararname ile birlikte, salgına ayrılacak bütçenin genişletilmesi mümkün oldu.[6] Zira Ekonomi Bakanı Paulo Guedes’in 16 Mart’ta açıkladığı 147,3 milyar reallik (30 milyar dolar) acil önlem paketi, salgın için ayrılan yeni bir kaynağa değil, sosyal yardım ödemelerinin öne alınması, kurumlar vergisinin ertelenmesi ve kıdem tazminatı fonuna erişimin kolaylaştırılması gibi düzenlemelere dayanıyordu.[7] Bu paranın yarısı en düşük gelirli kesimleri desteklemek, kalanı ise işten çıkarmaların önüne geçmek ve doğrudan koronavirüsle mücadele etmek için kullanılacaktı. “Acil durum” ilanının ardından, 23 Mart’ta, Bolsonaro, eyalet ve belediyelere aktarılmak üzere 85,8 milyar reallik (15 milyar dolar) bir paket daha açıkladı.[8] Bununla birlikte daha fazla önlem istemediğini ve insanların bir an önce işlerine dönmesi gerektiğini vurgulayarak, valileri bir kez daha uyardı.

Yerel yönetimlerin temel kaygısı ise mevcut yükü taşımakta zorlanan sağlık sisteminin Haziran başına kadar çökme ihtimali. Üstelik Güney Yarımkürede kış mevsiminin başlamasıyla birlikte, soğuk ve nemli havada daha kolay yayıldığı düşünülen virüsün, yeni bir salgın dalgasına yol açabileceği yönünde endişeler var. 28 Nisan itibarıyla, Brezilya’da vaka sayısı 66.000, ölüm sayısı ise 4.500. Elbette, 210 milyonluk bir nüfus için vaka sayısının düşük olduğu söylenebilir. Ancak, gerek Amazon gibi sağlık imkânlarının daha kısıtlı olduğu bölgelerde vaka sayısının resmî rakamlardan on beş kat daha yüksek olabileceğine işaret eden raporlar gerekse korkunç toplu mezar görüntüleri durumun daha vahim olduğuna işaret ediyor.[9] Ayrıca, Brezilya’da yapılan test sayısı, nüfusa kıyasla o kadar düşük ki, resmî vaka sayısının gerçeği yansıtması mümkün değil. Oxford Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, Brezilya, dünyada kişi başına düşen test sayısı en düşük ülkelerden biri.[10] Brezilya’da 20 Nisan itibarıyla yapılan test sayısı sadece 132 bin (Türkiye’de 22 Nisan itibarıyla 750 bin), bu da her 100 bin kişiye 63 test düştüğünü gösteriyor.

Bununla birlikte, dünyanın en eşitsiz bölgesi olan Latin Amerika’da, milyonlarca insanın içinde yaşadığı yoksulluk ve şiddet sarmalının virüsten çok daha ölümcül olduğunu görmek gerekiyor. Brezilya’da 13,6 milyon insanın yaşadığı gecekondu mahallerinin (favela) çoğunda şebeke suyuna erişim ciddi bir sorun. Dezenfektan ve maske gibi temel ihtiyaç malzemeleri ya çok pahalı ya da hiç bulunmuyor. Üstelik favelalarda hâkim olan uyuşturucu çeteleri krizi fırsat bilerek otoritelerini güçlendiriyorlar ve bu da şiddeti tırmandırıyor. Favela Merkezî Birliği’nin (CUFA) araştırmasına göre, favela nüfusunun yüzde 80’i salgın yüzünden işini kaybetti.[11] Kayıtdışı istihdam edilen ve hiçbir güvencesi olmayan bu kesimin yüzde 50’sinin sadece bir hafta yetecek kadar yiyeceği var. Kısacası, salgın yüzünden büyük risk altında olan favelalar kendi kaderine terk edilmiş durumda.

Diğer yandan bu süreçte Bolsonaro karşıtları çok hızlı bir şekilde örgütlenerek hem geniş bir dayanışma ağı kurmayı hem de etkin protesto eylemleri düzenlemeyi başardılar. “Evde kal!” ikazına uyarak tedbir almaları, sessiz kalacakları anlamına gelmiyordu. Her akşam 20.30’da pencere ve balkonlara çıkan Brezilyalıların 18 Mart’ta başlattıkları tencere-tava eylemleri (panelaço) bugün hâlâ devam ediyor. Brezilya, örgütlü direnişin çok güçlü olduğu bir ülke ve bunun etkisi, salgınla mücadelede de hissediliyor. Topraksız Kır işçileri Hareketi (MST) gibi geniş ölçekli, özerk toplumsal hareketlerin ve Birleşik İşçi Sendikası (CUT) gibi etkin sendikaların yanı sıra, yerli halkların örgütlerinden kadın ve LGBTİ+ hareketinin bileşenlerine, siyasi partilerden insan hakları savunucuları ve çevre aktivisitlerine kadar farklı toplumsal muhalefet aktörlerinin bir arada mücadele edebildiği Brezilya Halk Cephesi (Frente Brasil Popular/FBP)[12] gibi çatı örgütler de mevcut. Özellikle kriz anlarında hızla karar alıp uygulamaya geçebilen FBP gibi çatı örgütler hayati bir işlev görüyor. Ülkedeki siyasi kriz yüzünden federal hükümet ile eyalet valilileri ve valiler ile belediye başkanları bir arada, doğru düzgün çalışamazken, MST, ülkenin güneydoğusundaki Minas Gerais eyaletinde, FBP’nin oluşturduğu acil eylem platformu ile birlikte salgın yüzünden ürün toplamakta zorlanan 350 bin tarım işçisinin sorunlarıyla ilgilenebiliyor.[13]    

İki olası senaryo: Azil ya da darbe

Salgınla mücadele süredursun, Brezilya devlet başkanının gündemi, çözülmeyi bekleyen daha “önemli” sorunlarla dolu. Son anketlere göre, Bolsonaro’nun popülarite oranı yüzde 27’ye kadar düşmüş durumda. Bu da salgın sürecindeki tutumundan kendi kitlesinin bile memnun olmadığını gösteriyor. Dahası Bolsonaro’nun azledilmesi talebi, sağdan sola toplumun farklı kesimlerinde hızla yükseliyor. Atlas Político’nun anketine göre, Brezilyalıların yüzde 45’i Bolsonaro’nun azlinden yana.[14] 17 Mart’ta REDE’li (Sürdürülebilirlik Ağı Partisi) Milletvekili Leandro Grass, Bolsonaro’nun azli için harekete geçen ilk siyasetçi olmuş, hemen ardından PSOL’lu (Sosyalizm ve Özgürlük Partisi) bir grup vekil ve PSDB’li (Brezilya Sosyal Demokrasi Partisi) Milletvekili Alexandre Frota da kamu sağlığını ve güvenliğini riske attığı gerekçesiyle başkanın azli için meclise başvurmuştu.[15] Kamu desteğinin düşük olması ve ülkenin içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik kriz, başkanın azil ihtimalini güçlendiriyordu. Hatta bugün bu ihtimal, Brezilya’da daha önce hiç olmadığı kadar meşru ve gerekli görülüyor. Pandeminin tam ortasında siyasetle uğraşmanın anlamsız olduğunu, bunun yerine asıl düşman olan salgınla ilgilenmek gerektiğini düşünenler bile, Bolsonaro’nun kamu sağlığı açısından virüsten çok daha büyük bir tehdit oluşturduğunun farkında. Bu yüzden Bovid-17’nin sosyal medyada yapılan bir espriden ibaret olmadığı, aslında krizi tanımlayan en iyi ifade olduğu ortada.

“Bovid-17: Körlük her şeyin üstünde, cahillik herkesin üstündedir” (Bolsanaro’nun seçim kampanyasına atıfla: “Brezilya her şeyin üstünde, Tanrı herkesin üstündedir”)

Diğer yandan, Bolsonaro’nun bizzat kendisinin azil süreci için gerekli koşulların oluşmasına çalışması, durumu daha da karmaşık hale getiriyor. Temsilciler Meclisi Başkanı Rodrigo Maia’nın azil başvurularını kabul etmesi halinde, Bolsonaro’nun şu anda başlayacak bir azil sürecini daha kolay atlatabileceği, ileride ölüm oranları arttığında ve ekonomik kriz derinleştiğinde sorumluluktan kaçmasının çok daha zor olacağı, en yaygın görüşler arasında.[16] Hatta Bolsonaro’nun böylelikle fanatik kitlesini mobilize edebileceği ve başarısız bir azil girişimi ile 2022 seçimlerinde elini daha da güçlendirebileceği konuşuluyor. Görünen o ki, Bolsonaro’nun hedefi böylelikle, siyasi koşulların kendi lehine yeniden düzenlenmesini ve tüm gücün kendi elinde toplanmasını sağlayacak bir “kendi kendi darbe”nin (self-coup) koşullarını hazırlamak.

Kendi azil sürecini desteklerken, Bolsonaro aslında iki şeye güveniyor: Birincisi, salgın koşullarında azledilmesinin hiç de kolay olmayacağını biliyor. İkincisi de, ordunun bu sürece müdahale edebileceğini düşünüyor. Azil sürecinin başlaması için öncelikle güçlü bir siyasi irade gerekli. Ancak Meclis Başkanı Maia, azil başvurularını kabul ederse salgın sürerken siyasi bir kriz başlatmakla suçlanabilir ve bu yüzden adım atmaktan çekinebilir. Diğer yandan, Dilma Rousseff’in azil sürecinde olduğu gibi azil yanlılarının kitlesel protestolarla sokakları dolduramayacağı da ortada. Aksine, azil süreci başlarsa, sokakları Bolsonaro’nun kitlesinin doldurması daha muhtemel görünüyor. Bolsonaro yanlıları, halihazırda, maske takmadan ve sosyal mesafe kuralına uymadan salgın önemlerini protesto ediyor ve orduyu göreve çağırarak Bolsonaro’yu azletmek isteyenlere gözdağı veriyorlar. Bolsonaro da, darbe yanlılarının protestosuna katılarak, bu süreçte ordunun desteğini kaybetmiş olabileceği yönündeki kuşkuları dağıtmak istiyor. Zira, pandemi ve ekonomik durgunluk sürerken olası bir azil sürecinde ortaya çıkabilecek toplumsal ve siyasal kaos, ordunun müdahale etme olasılığını artırabilir ve böylelikle darbe ihtimali azil yanlılarının geri çekilmesine yol açabilir.[17]

Bir diğer önemli mesele ise salgın sürecinde popülaritesini yitiren Bolsonaro’nun, ordunun desteğini gerçekten kaybedip kaybetmediği. Nisan ayının başlarında, Bolsonaro’ya karşı darbe yapıldığına ve devlet başkanının özel kalemi pozisyonunda olan General Walter Souza Braga Netto’nun başkanlık görevini devraldığına ilişkin Arjantin kaynaklı asparagas bir haber yapıldı.[18] Parlamenter sistemdeki başbakana eşdeğer olan özel kalem, Brezilya’da devlet başkanından sonra en güçlü ikinci kişi olarak kabul ediliyor. Belli ki, Braga Netto’nun çoğu kişi tarafından Brezilya’nın “fiilî” ya da “işlevsel” devlet başkanı olarak görülmesi ve Bolsonaro’nun kabinesindeki ordu kökenli bakanlarla arasının açılmış olması bu tarz dedikodulara yol açıyor. Bolsonaro’nun bir darbeyle devrilmesine gerek kalmadan, General Braga Netto tarafından pasif bir konuma düşürüldüğü ve bunun da bir çeşit darbe olduğu, sıkça yapılan yorumlar arasında.[19] Bu yorumu yapanlar, aslında bir çeşit “darbe içinde darbe”den (golpe dentro do golpe) söz ediyor. Zira Bolsonaro’yu iktidara getiren sürecin kendisi de (Dilma Rousseff’in azledilmesi ve Lula da Silva’nın tutuklanmasına dayandığı için) yasal bir darbe (golpe legal) olarak görülüyor. Dolayısıyla eğer ordu, bu süreçte herhangi bir şekilde siyasete müdahale ederse –ki ordudan gelen mesajlar, herhangi bir müdahaleden yana olmadıkları yönünde– bunun tıpkı 1968’deki gibi bir “darbe içinde darbe” olacağı düşünülüyor.[20] Brezilya’da 1964’te ordu yönetime el koymuş, 1968’de ise Al-5 (5 Numaralı Kurumsal Kanun) ile Kongre kapatılmış ve siyasi partiler yasaklanmıştı.  

Son olarak, Sağlık Bakanı Luiz Henrique Mandetta’nın 16 Nisan’da görevden alınması ve Adalet Bakanı Sérgio Moro’nun 24 Nisan’da istifa etmesiyle gelişen iki siyasi krizi de bu çerçevede değerlendirmek gerek. Sağlık Bakanı Mandetta, salgının başından beri, Bolsonaro’nun aksine, önlem alınması gerektiğini vurgulamış, tıp doktoru olmasının da etkisiyle halkın güvenini kazanmış ve popülaritesini artırmıştı. Bolsonaro, Mandetta’dan duyduğu rahatsızlığı hiç gizlemedi, “Yıldız haline gelen bakanları kovmaktan korkmadığını,” söyleyerek sağlık bakanını üstü kapalı şekilde tehdit etti.[21] İki siyasetçi arasındaki gerilim hızla artıyor, kabinedeki ordu kökenli bakanların çoğu Mandetta’yı destekliyordu. Mandetta’nın sonunu getiren ise ülkenin önde gelen televizyon kanallarından O Globo’da Bolsonaro’yu açıkça eleştirmesi ve onun yüzünden hükümetin salgın konusunda tek ses oluşturamadığını söylemesi oldu. Arkasında hem kabinenin hem de toplumun desteği olan bakanı görevden almak, Bolsonaro açısından önemli bir güç gösterisiydi.

Adalet Bakanı Moro’nun istifası ise her ne kadar doğrudan salgınla ilişkili olmasa da, zamanlaması açısından dikkat çekiciydi. Dünyanın en büyük yolsuzluk soruşturmalarından biri olan Lava Jato’nun (Araba Yıkama) başsavcısı olan ve Lula’nın tutuklanmasını sağlayan Moro’nun, Bolsonaro’nun kabinesinde adalet bakanı olarak yer alması, Brezilya’da yargının ne kadar siyasallaştığını açıkça gözler önüne sermişti. Sağ kesim tarafından, ülkeyi Lula’dan ve İşçi Partisi’nden (PT) kurtardığı için “kahraman” olarak görülen Moro, görünen o ki şimdi de Bolsonaro’ya (en zayıf anında) sağlam bir tekme savurarak bir kahramanlığa daha oynuyor.[22] 2022 seçimlerinde, en güçlü aday olarak karşımıza çıkacağına hiç şüphe yok! Moro’nun iddiasına göre, Bolsonaro, ailesinin işlediği suçları örtbas etmek için kendisine yakın bir federal polis şefi atamaya çalıştı. Yaklaşık bir sene önce Eduardo Bolsonaro’nun Marille Franco suikastının katil zanlısı ile fotoğrafları ortaya çıkmış, bu da Bolsonaro ailesinin mafyayla bağlantılı olabileceği yönünde şüpheler doğurmuştu.[23] Siyah ve eşcinsel bir insan hakları aktivisti olan, PSOL Belediye Meclisi Üyesi Marielle Franco’nun sıradan bir cinayete kurban gitmediğini, suikastın arkasındaki güçlere ulaşılabilmesi için son iki yıldır önemli bir toplumsal mücadele verildiğini bu noktada vurgulamak lazım.

Moro’nun istifası, Bolsonaro’yu iktidara getiren PT karşıtı (anti-petista) cephedeki çözülmelerin devamının geleceğini gösteriyor. Yüksek Mahkeme Yargıcı Celso de Mello’nun, Moro’nun iddialarının ardından Bolsonaro hakkında soruşturma başlatılmasını onaylamasıyla, halihazırda toplumsal ve siyasal koşulları hazır olan Bolsonaro’nun azli için gerekli hukuki altyapı da sağlanmış oldu. Ancak, uzun ve sancılı bir azil süreci, Bolsonaro’nun elini güçlendirebilir veya ordunun müdahalesini gündeme getirebilir. Belli ki Bovid-17’den kurtulmak, Brezilyalılar açısından salgınla mücadele etmekten çok daha zor olacak.  


[1] Bu belirtileri, sosyal medyada Bovid-17 üzerine yazılanlar arasından seçtim.

[2] Daniela Arcanjo, “Veja o que Bolsonaro já disse sobre coronavírus, de histeria a gripezinha e resfriadinho; assista a video”, Folha de São Paulo, 20 Mart 2020, https://www1.folha.uol.com.br/poder/2020/03/veja-o-que-bolsonaro-ja-disse-sobre-coronavirus-de-certa-histeria-a-fantasia-e-nerouse.shtml

[3] Tom Philips, “Bolsonaro’s son enrages Beijing by blaming China for coronavirus crisis”, The Guardian, 19 Mart 2020, https://www.theguardian.com/world/2020/mar/19/coronavirus-bolsonaro-son-china-row

[4] Jean-Philip Struck,“Justiça suspende campanha "O Brasil não pode parar"”, DW, 28 Mart 2020, https://www.dw.com/pt-br/justi%C3%A7a-suspende-campanha-o-brasil-n%C3%A3o-pode-parar/a-52948560

[5] Orion Teixeira, “Brasil e outros 30 países recorrem a médicos cubanos para enfrentar a pandemia”, Além do Fato, 29 Mart 2020, https://alemdofato.uai.com.br/coronavirus/brasil-30-paises-medicos-cubanos-pandemia/

[6] “Brazil Senate approves state of emergency to fight coronavirus”, Reuters, 20 Mart 2020, https://www.reuters.com/article/us-health-coronavirus-brazil-emergency/brazil-senate-approves-state-of-emergency-to-fight-coronavirus-idUSKBN2172G1

[7] Marcela Ayres, “Brazil government to inject $30 billion into economy to combat coronavirus hit”, Reuters, 17 Mart 2020, https://www.reuters.com/article/us-brazil-economy-budget/brazil-government-to-inject-30-billion-into-economy-to-combat-coronavirus-hit-idUSKBN213411

[8] Alexandro Martello ve Guilherme Mazui, “Coronavírus: governo anuncia pacote de R$ 85,8 bilhões para estados e municípios”, O Globo, 23 Mart 2020, https://g1.globo.com/economia/noticia/2020/03/23/coronavirus-governo-anuncia-pacote-de-r-858-bilhoes-para-estados-e-municipios.ghtml

[9] Kathy Watson, “Coronavirus: 'Undocumented explosion' spreads around Brazil”, BBC, 6 Nisan 2020, https://www.bbc.com/news/world-latin-america-52307339

[10] Augusta Saraiva, “Brazil ranks low in Covid-19 Testing”, The Brazilian Report, 24 Nisan 2020,  https://brazilian.report/coronavirus-brazil-live-blog/2020/04/24/brazil-ranks-low-in-covid-19-testing/

[11] Dom Robbins, “'We're abandoned to our own fate': coronavirus menaces Brazil's favelas”, The Guardian, 14 Nisan 2020, https://www.theguardian.com/global-development/2020/apr/14/were-abandoned-to-our-own-luck-coronavirus-menaces-brazils-favelas

[12] Katılımcı örgütlerin listesi için: http://www.frentebrasilpopular.org.br/conteudo/organizacoes-participantes/

[13] Amélia Gomes, “Sem amparar trabalhadores rurais, MG pode sofrer com falta de alimentos”, Brasil de Fato, 6 Nisan 2020, https://www.brasildefato.com.br/2020/04/06/sem-amparar-trabalhadores-rurais-mg-pode-sofrer-com-falta-de-alimentos

[14] Talita Benidelli, “Gestão de Bolsonaro do coronavírus é reprovada por 64%, e 45% se dizem a favor de impeachment”, El Pais, 19 Mart 2020,  https://brasil.elpais.com/brasil/2020-03-19/gestao-de-bolsonaro-do-coronavirus-e-reprovada-por-64-e-45-se-dizem-a-favor-de-impeachment.html

[15] Paulo Reverbel, “Frota apresenta terceiro pedido de impeachment de Bolsonaro”, UOL, 19 Mart 2020, https://noticias.uol.com.br/colunas/tales-faria/2020/03/21/para-o-congresso-bolsonaro-quer-que-tentem-impeachment-para-ter-confronto.htm

[16] Hélio Doyle, “Bolsonaro prefere impeachment agora para estar imune depois”, Congresso Em Foco, 22 Nisan 2020,  https://congressoemfoco.uol.com.br/opiniao/forum/bolsonaro-prefere-impeachment-agora-para-estar-imune-depois/

[17] Hélio Doyle, a.g.e.

[18] Haberi görmek için: https://www.lapoliticaonline.es/nota/84023-golpe-de-estado-blando-en-brasil-los-militares-echan-a-bolsonaro-del-gobierno/

[19] “Brazil’s ‘Operational President’ General Braga Netto Unveils his Marshall Plan”, Brasil Wire, 23 Nisan 2020,  https://www.brasilwire.com/general-braga-nettos-marshall-plan/

[20] “A coughing Bolsonaro Addresses Hundreds of Military Coup Supporters”, Brasil Wire, 20 Nisan, 2020, https://www.brasilwire.com/coughing-frequently-bolsonaro-addresses-hundreds-of-military-coup-supporters/

[21] Daniel Carvalho ve Matheus Teixeira, “Sem citar Mandetta, Bolsonaro ameaça demitir integrantes do governo que viraram 'estrelas'”, Folha de São Paulo, 6 Nisan 2020, https://www1.folha.uol.com.br/poder/2020/04/bolsonaro-diz-que-usara-a-caneta-contra-integrantes-do-governo-que-viraram-estrelas.shtml

[22] Moro ile ilgili daha detaylı bilgi için şu link faydalı olabilir: “Ten Reasons Why Sérgio Moro cannot be Absolved”, https://www.brasilwire.com/ten-times-sergio-moro/

[23] Tom Philips, “Bolsonaro in spotlight after photo with Marielle Franco murder suspect surfaces”, The Guardian, 13 Mart 2019, https://www.theguardian.com/world/2019/mar/13/jair-bolsonaro-paramilitaries-marielle-franco-suspects