Kürt Siyaseti ve Muhalefet Meselesi
Cuma Çiçek

Kürt meselesi Türkiye’de önemli bir çıkmaza girmiş durumda. Uzun yıllar süren diyalog süreçlerinden sonra “siyasi çözüm” gündemden çıkmış, belirsiz bir tarihe ertelenmiş durumda. 

Bu gidişattan çıkış ve yeni bir yol bulmak herkesten önce farklı ideolojik, politik ve kurumsal geleneklere sahip Kürt siyasi aktörlerine düşüyor. Kuşkusuz bu konuda en önemli aktör HDP-HDK ile DBP-DTK ile temsilini bulan ana-akım Kürt siyaseti. Bununla beraber, Kürt siyaseti tek başına ana-akım grubun yaptıkları ve yap(a)madıklarıyla şekillenmiyor, bununla beraber, diğer siyasi grup ve hareketlerin yaptıkları ve yap(a)madıklarıyla inşa oluyor.


Muhalefet Sorunu ve Kötü Miras

Bu noktada, Kürt siyasetinin üstünde düşünülmesi gereken bir “muhalefet” sorunu olduğunu ileri sürebiliriz. Bu sorunu farklı düzlemlerde ele alabiliriz. Kürt coğrafyasının parçalı yapısı, her ülkede bulunan Kürt muhalefetinin komşu ülke yönetimleriyle kurdukları sorunlu ilişkiler, bu sorunlu ilişkilerin tetiklediği Kürt siyasi grupları arasında geçmişte yaşanan “kanlı” çatışmalar bu konuda öncelikle oldukça sorunlu bir mirasın olduğunu gösteriyor. Öyle ki Kürt siyasi tarihinde “birakujî” yani “kardeş katli” kavramının yerleştiği görülüyor. Bu birakujînin Türkiye'yle sınırlı olmadığını özellikle belirtmek gerekir. Abdulla Peşêw’in Birakujî (Avesta Yayınları, 2014) adlı şiir kitabı Irak Kürdistan Bölgesi’ndeki kardeş katlini çarpıcı şekilde ifade eder. 

Türkiye’deki Kürt siyasetinin de bu konuda pek de iyi hatırlanabilecek bir mirası ne yazık ki yok. 1980 öncesi Kürt siyasi grupları arasında yaşanan kanlı çatışmalar bir muhalefet geleneğinden ziyade bir “düşmanlık” geleneği inşa etmiş durumda. Ana-akım Kürt siyaseti HDP ve HDK ile farklı ideolojik, politik ve kurumsal yapılara sahip hareketlerle dikkate değer bir birliktelik inşa edebilmişken, DBP ve DTK’nın büyük oranda ana-akım Kürt siyasetinin ideolojik ve politik yörüngesindeki grup ve hareketlerle sınırlı kalmasında, geniş bir Kürt ittifakın kurulamamasında bu mirasın önemli bir etkide bulunduğunu not etmek gerekir.

Kuşkusuz Kürt sahasında sağlıklı bir muhalefetin inşa olamamasında hükümetlerin ve devletin yıkıcı rolünün de altını çizmek gerekir. Zira, Kürt siyasi alanının inşasında farklı siyasi gruplar arasındaki çatışmalar, diyaloglar, müzakereler ve mutabakatlar merkezi devletin ve hükümetin müdahalesi olmaksızın anlaşılamaz. Bu konuda da Kürt siyasetinin kötü bir mirası olduğunu not edebiliriz.
Tüm bu olumsuz dinamiklere rağmen, önemli çabaların ve dikkate değer ilerlemelerin de oluğunu belirtmek gerekir. Dört ülkedeki Kürt siyasi hareketleri arasında kanlı çatışmaların sonlanması çok önemli bir ilerleme. Yine, Irak Kürdistan Bölgesinde toplumsal yapıdaki farklı ideolojik, siyasi, sınıfsal ayrımların KDP, YNK, Goran, Komala gibi siyasi partiler aracılığıyla, sayısız TV kanalıyla ifade bulması not edilmesi gereken gelişmeler. 

Siyaset, Sivil Toplum, Kamusal Tartışma Alanı

Türkiye bağlamında, Kürt sosyo-politik alanında asgari bir mutabakatı inşa etmiş bir siyasi gelenek oluşabilmiş değil. Merkezle kurulan ilişkiler, siyasi hareketler arası rekabet, hareketlerin tekil düşünceleri, çıkarları ve kurumları sosyo-politik alanın formasyonunda belirleyici ağırlığını koruyor. Yapıcı bir muhalefetin inşası ana-akım Kürt hareketinin tutumuna bağlı olduğu kadar, alternatif bir siyaset inşa etme iddiasıyla yola çıkan grupların da görevi. Bugüne kadar, geçmiş düşmanlıkların gölgesinden çıkmış, düşünceler ve söylemler, politik çıkarlar ve kurumsal yapılar düzeyinde etkili bir muhalefet ortaya çıkabilmiş değil.   

Bu sorunun aşılmasında önemli bir rol oynayabilecek siyasete mesafeli ve eleştirel bir sivil toplum alanı da ne yazık ki oluşabilmiş değil. Sivil toplum alanı büyük oranda siyaset kurumuna angaje olmuş, eleştirel niteliğini yitirmiş durumda. Bölgede farklı siyasi görüşlere sahip aktörlerin birlikte çalışabildiği karma kurum ve yapıların gelişmesi bu konuda yol açıcı bir katkı sağlayabilir. 

Eleştirel bir kamusal tartışma alanının zayıflığı etkili ve yapıcı bir muhalefetin oluşmamasında altı çizilmesi gereken bir diğer önemli neden. Eleştirel aydın/entelektüel bir camianın yokluğu, siyaset alanının medya üzerindeki ağırlığı ve sokağın yararını merkeze alan eleştirel bir medyanın yeterince gelişmemesi bu konuda yol almayı zorlaştıran temel sorunlar. 

Yapıcı ve etkin bir muhalefet bugün Kürt siyasetinin en önemli ihtiyaçlarından birini oluşturuyor. Kürt meselesinde yol almamız biraz da bu muhalefetin inşasına bağlı. Ana-akım Kürt hareketi dayandığı tabanın sosyo-politik, sınıfsal ve kültürel çeşitliliği ve çokluğu ile kurumsal yapılarının çeşitliliği, çokluğu ve yaygınlığı bu konuda zaten önemli bir potansiyel taşıyor. Bununla beraber, iç muhalefet kadar dış muhalefete de ihtiyaç olduğunu not etmek gerekiyor. Kürt toplumunun hem nüfus, coğrafya, kültür, dil, din, sınıf bağlamındaki çoklu dinamikleri, hem de on yılları bulan dikkate değer siyasi mirası dış muhalefet konusunda da dikkate değer bir potansiyeli içerdiğini gösteriyor.