Kara Panter Partisi

Meşrû müdafaa için Kara Panter Partisi Ekim 1966’da Oakland, California’da, Huey P. Newton ve Bobby Seale tarafından kuruldu. Daha sonra kısaca Kara Panter Partisi (KPP) adıyla anılan örgüt, doğuya doğru yayılarak ülke çapında kentlerin varoşlarında örgütlendi.

1968 yazında David Bothers Brooklyn, New York’ta yeni bir büro açıldı. Ben ’68 sonbaharında Harlem bürosuna katıldım ve örgütün malî sekreteri oldum. 2 Nisan 1969’da, KPP’ye ülke çapında girişilen saldırıların bir sonucu olarak vatana ihanet suçuyla tutuklandım. Doğudan batıya, Philadelphia, Chicago, Newark, Omaha, Denver, New Haven, San Diego, Los Angeles ve diğer kentlerde, polis KPP bürolarını bastı, bazı panterleri öldürdü, diğerlerini tutukladı.

21 parti üyesiyle birlikte iki yıl boyunca mahkemelerde yargılandım. Biz isnat edilen bütün suçlardan beraat ettik ve sonunda salıverildik. Çoğumuz mücadelemize ve KPP’ye geri döndük, ama o sıralarda COINTELPRO (?) oldukça güçlüydü. KPP’de iç ve dış çekişmeler had safhadaydı. İç çekişmeler entrika ve paranoya bütün üyelerde huzursuzluk yaratmıştı, çoğu zamanla kendi yollarına gittiler. Bazıları başka cephelerde savaştı, bazıları sahneden çekildi. KPP birkaç yıl daha direndi, sonra doğal denebilecek bir sonla kapandı.

Kara Panter Partisi’nin Kara Özgürlük Hareketi’ndeki (KÖH) yerine tarih karar verecek. Bu zor günlerde Afrika halkı KPP’nin olumlu ve olumsuz yönlerini öğrenmeli, bedeli kanla ödenen o acı dersleri anlamalıdır. KPP’nin hızlı yükselişini, Afrikalıları ve diğer ulusları yönlendirme becerilerini, Amerikan siyaset sahnesindeki kısa yaşamını ve bütün bunların nedenlerini öğrenmek zorundayız. Bu yolda bir çalışma bu yazının sınırlarını aşıyor, ben yalnızca, KPP’nin KÖH’e olumlu ve olumsuz katkılarını değerlendirmekle yetineceğim.

KPP’NİN KATKISININ OLUMLU YÖNLERİ

1. Meşrû müdafaa: KPP’nin KÖH’e katkıda bulunduğu başlıca alan budur. Bundan başka, KPP’yi daha önceki siyahi teşkilâtlanmalardan ayıran ve üyelerini (özellikle gençleri) bu partiye çeken, kitle desteği sağlayan unsur da budur. Bu, güçlü ve sağduyuya uygun bir kavramdır. Doğru uygulanması gerekir, aksi taktirde yarardan çok zarar verebilir. KPP’nin meşrû müdafaa siyaseti günümüzdeki Afrikalı örgütlenmelerin dikkatle çözümlemesi gereken bir örnektir. Tarih bize hükümetlerin, Afrika halkını gerçekten özgürleştirmeyi hedefleyen bütün teşkilâtların karşısına polisiyle ve askerî güçleriyle çıkacağını göstermiştir. Meşrû müdafaa’ya önem vermeyen her siyahi ‘özgürlük’ hareketinin hüsrana uğrayacağını göstermiştir.

2. Devrimci ulusalcı ideoloji: KPP ulusalcı bir teşkilâttı. Başlıca amacı ABD’deki Afrika halkının ulusal özgürlüğüydü ve üyelerini siyahlarla sınırlamıştı. KPP kuram ve uygulamada sosyalist ülkelerden hareket etti. Anti-kapitalistti ve ABD toplumunun sosyalist devrimi için mücadele verdi.

Ulusal düzeyde KPP Afrikalı kitlelere temel bir sosyalist program sunmaya çalıştı. Uluslararası düzeyde ABD’deki Afrikalılara, Afrika kıtasıyla, yeni bağımsızlığına kavuşan Afrika ülkeleriyle, Üçüncü Dünya ülkeleriyle, sosyalist ülkelerle ve bu ülkelerdeki özgürlük hareketleriyle ilişkilerimizi nasıl bir çerçevede yürüteceğimizi anlattı. İdeolojik çalışma, buradaki Afrikalıların dünyayı anlamasında ve çözümlemesinde somut veriler sağladı. Daha önceleri, siyahların dünyayı ve içinde yaşadığımız toplumu algılayışı, ‘düşmanını sev’, ‘düşmanından nefret et’ gibi sloganlar kendimizi beyaz topluma kabul ettirmek, beyazlara bizim de insan olduğumuzu, onlarla eşit olduğumuzu kanıtlamak, beyazların ırkçı fikirlerini çürütmek, beyazlarla entegrasyon ya da eşit statü için mücadele etmek gibi amaçlara yönelikti ve gerçek dünya hakkında ancak bulanık bir tablo sunabiliyordu.

3. Kitle örgütleme teknikleri: KPP’ye üye ve kitle desteği sağlayan temel düstur, ‘halka hizmet’ti. Temel siyaset kitlelere gidip onlarla birlikte yaşamak, sıkıntılarını paylaşmak ve her gün karşılaştıkları ağır sorunlara kendi çözümlerini getirmeleri yolunda kitleleri teşkilâtlandırmaktı.

Kitleleri kendi talepleri yolunda teşkilâtlandırmak açısından KPP, çocuklara bedava yemek sağlamaktan bedava sağlık kliniklerine, kiracıları ev sahibi yapmak için kitle eylemlerine, alternatif özgür eğitime, okulların ve polisin siyahi toplum tarafından denetlenmesine, ABD’nin çeşitli bölgelerindeki siyahi toplumlarda uyuşturucuya ve suç olaylarına, polis cinayetlerine ve zorbalığına karşı kampanyalar yürütmeye varan toplumsal programlar oluşturmuştur. Bu ve başka nedenlerle, KPP’nin gücü ve etkisi örgütlü üyelerinin ötesine uzandı. KPP programları siyah toplumun kendine güvenini arttırdıktan başka, yıllar sonra hükümetin bedava okul yemekleri, sağlık ve kreş imkânları, yargı koşullarının düzeltilmesi, altyapı hizmetlerinin iyileştirilmesi ve kiracıların ev sahibi olması gibi konularda, bu alanlardaki benzer KPP programlarını unutturmak amacıyla çeşitli önlemler almasını sağladı.

4. Kadınların eşitliği: KPP’nin bir başka olumlu katkısı da teşkilâtta ve toplumun her kademesinde kadınların eşitliğini savunması ve uygulaması olmuştur. KPP’nin bu siyaseti uyguladığı dönemde kara ulusalcı teşkilâtların çoğuna göre, kadının rolü eviyle ve/veya erkeğinin bir adım arkasında durmakla sınırlıydı ve ülke çapında kadın hakları hareketi henüz tartışma aşamasındaydı.

5. Propaganda teknikleri: KPP propaganda sanatına önemli katkılarda bulundu. Yayın organı The Black Panther aracılığıyla, kitle eylemleri, konferanslar, sloganlar, posterler, dergi ve broşürler, çeşitli semboller (örneğin sıkılı yumruk), duvar yazıları, siyasî mahkemeler, hattâ cenazeler yoluyla mesajını ve fikirleri yaymakta son derece etkili oldu. KPP ayrıca siyah toplumun televizyon, radyo, basın gibi kitle iletişim araçlarını etkili biçimde kullandı.

KPP propaganda tekniklerinin etkisini kanıtlayan göstergelerden biri bugün, partinin kapanmasından neredeyse on yıl sonra, televizyonda gösterilen programların büyük bölümünün ‘polisiye diziler’ olması ve siyah aktörlerin çoğunluk polis rolünü oynamasıdır. Bu gelişmelerin başlıca nedeni, panterlerin döneminde polis teşkilâtının gerçek yüzünün ortaya çıkması ve egemen güçlerin, polisin bu toplumdaki esas rolünü gizlemek için polis imajını düzeltme yolundaki çabasıdır.

KPP KATKISININ OLUMSUZ YÖNLERİ

1. Liderliğin yozlaşması: COINTELPRO zamanla KPP’nin önde gelen liderlerini, Huey P. Newton’u, Bobby Seale’i ve Eldridge Cleaver’ı sindirmeyi ve yıldırmayı başardı. Bu liderlerin üçü de baskılara boyun eğerek KPP’nin sonunu hazırladılar ve yalnız parti üyelerini değil, ABD’deki Afrikalı halkları yıllar sürecek bir edilgenliğe mahkûm ettiler. COINTELPRO’nun amacı ABD’deki Afrikalıların bundan böyle siyahlara uygulanan baskılara karşı gerçekçi çözümler öneren bütün liderlere ve teşkilâtlara güvenini yitirmesini sağlamaktı.

2. Yeraltıyla ilişkiler: Bu konu, KPP’nin en büyük yapısal hatalarından biridir. Gündüzleri KPP bürolarında, ya da siyah toplum içinde açıkça faaliyet gösteren üyeler, geceleri silahlı operasyonlara girişebiliyordu. Böylece polis zanlıları yakalamak, kanun kaçaklarını ele geçirmek, silah ve patlayıcı bulmak gibi bahanelerle bütün KPP bürolarına, üyelerin evlerine baskınlar düzenleyebiliyordu. Teşkilât, KPP bürolarını silahla savunmak gibi sonu olmayan bir mücadeleye zorlandı. Partinin görünürdeki yüzüyle yeraltındaki silahlı aygıt arasında kesin bir ayırım yapılmalıydı. Küçük militan gruplar, genel bir taktik olarak, büroların, evlerin, binaların korumasını üstlenmemeliydi.

3. Lumpen eğilimler: New York’taki (ve olasılıkla ülke çapındaki) KPP üyelerinin büyük bölümü işçilerden oluşuyordu. Yarı-proleter, öğrenci, genç ve lumpen-proleter üyeler de çoğunluktaydı. Kurulu düzenin medyası (ve bazı parti üyeleri) bazı üyelerin lumpen eğilimleriyle fazlasıyla ilgilendiler. Lumpen eğilimleri disiplinsizlik, alkol ve uyuşturucu kullanımı, cinsel değerlerde yozlaşma, suça yatkınlık ve gereksiz atılganlık gibi başlıklarla tanımlayabiliriz. Bazı parti üyelerinin bu eğilimleri, medyaya başka türlü elde edemeyeceği fırsatlar verdi ve KPP’nin olumlu yönlerinden çoğunun kitlelerin gözünden kaçmasına neden oldu.

4. Dogmatiklik: Bazı panterlerin erken elde ettikleri başarılar, bunların kendilerini gerçeğin tek temsilcisi gibi görmelerine yol açtı. Bu gibi kişiler diğer parti üyeleriyle, diğer teşkilâtlarla ve toplumun diğer üyeleriyle ilişkilerinde üstten bakan, dogmatik tutumlara girdiler. Bu tavırlar kitleleri partiden soğuttu.

5. TV mentalitesi: ’60’lı yıllar büyük bir değişim dönemiydi. ABD nüfusunun büyük bölümü kitle hareketlerine destek veriyordu. Siyahlar, yerliler, Porto-Rikolular, Asyalılar, Hispanikler, savaş karşıtları, beyaz devrimciler ve feminist hareketler bu dönemde oldukça faaldi. Bu gelişme, bazı panterlerin devlet mekanizmasının yakında ele geçirileceği, devrimci mücadelenin hızlı bir televizyon programı gibi gerçekleşeceği türünden yanılgılara düşmesine neden oldu. Başka deyişle mücadele saat 9.00’da başlayacak, 9.45’te doruğa ulaşacak, 9.55’te zafer bizim olacak ve 10.00 haberlerinde televizyona çıkacaktık. Yıllar geçti, ABD’deki Afrikalılara uygulanan baskılar devam etti, devrim gerçekleşmedi ve en kötüsü KPP bütün cephelerde büyük kayıplar vererek savunmaya geçmeye zorlandı. Böylece kitlelerin morali bozuldu ve üyelerin çoğu hayal kırıklığına uğrayıp eski yaşam biçimlerine geri döndüler. Psikolojik açıdan uzun bir mücadeleye hazır değildiler. Geçmişi yeniden değerlendirirken, KPP’nin bazı üyelerdeki bu TV mentalitesini silmek konusunda yetersiz kaldığını görüyoruz. Yine de, bazı üyelerin bilinçlendiği gerçeğini gözardı edemeyiz ki, bu da üstünde düşünülmesi gereken bir husustur.

KPP, bazı ciddi hatalarına karşılık, önemli başarılar da elde etti ve KÖH’e önemli katkılarda bulundu. Son tahlilde tarih, siyahların gerçek özgürlüklerine ulaşmaları yolunda KPP’nin, kendi çapında bir silahlı mücadele seçeneğini getirdiğini yazacak ve bu seçenek, Kara Özgürlük Hareketi’ne zafere giden yolu açacaktır.

Marion Cezaevi, 4/2/1985